Bu saçma görünüyor olsa da mimarların yarattığı modellerden çok farklı değildi. | TED | وفيما تبدو هذه الأفكار ساذجة، فإنها لا تختلف كثيرًا عن تلك الأفكار التي خلقها المصممون. |
yarattığı hayatı anladığını göstermek için. | Open Subtitles | ليرينا ان الرب يفهم معنى الحياة التى خلقها |
İncil, kendi yarattığı varlıkları yok eden intikamcı bir Tanrıyı tasvir etmektedir. | Open Subtitles | فالإنجيل يصور الرب المنتقم الذي يذبح المخلوقات التي خلقها بعنف |
Tanrının yarattığı en vefasız ve hain yaratıklar. | Open Subtitles | أكثر المخلوقات خيانة وعديمة الإخلاص خلقها الله |
Zayıf noktaları bulundu ve yok edildiler hem de insanoğlunun onca silah ve cihazları işe yaramazken her şeyi bilen Tanrı'nın bu Dünya'ya koyduğu ufacık yaratıklar tarafından. | Open Subtitles | لقد انتهوا و تحطموا بعد أن فشلت جميع أسلحة الانسان بواسطة أصغر الكائنات التي خلقها بحكمته في هذه الارض |
Bana ters gelen tek şey Jeffrey Katzenberg'in 'mustang'lerden bahsederken "Tanrının bu dünyada yarattığı en muhteşem yaratıklar" demesiydi. | TED | ملاحظتي الوحيدة هي حول ما قاله جيفري كاتزينبرج عن الحصان، "أجمل المخلوقات التي خلقها الله على الارض." |
Bildiğiniz gibi, şirketler vergi verirler yarattığı işler büyüme yaratır böylece insanlar o işleri alır ve gelirleri artar vergi mekanizmasıyla bunlar devlete geri döner. | TED | كما تعلمون، سوف تدفع الشركات الضرائب، الوظائف التي سيتم خلقها ستخلق نموا إذا فالناس الذين حصلوا على هذه الوظائف وتم رفع مداخيلهم والتي ستعود إلى الدولة من خلال آلية الضرائب. |
Hepiniz pişman olmadığınız takdirde tanrının günahkârlar için yarattığı kızgın cehennemde acı çekerek, haşlanarak sonsuza dek işkence işkence çekeceksiniz! | Open Subtitles | تذهبون الى الألم لاذع, حارق التعذيب الأبدي من الجحيم الملتهب ...خلقها الله للمخطئين، ما لم |
Ve o gece Michael, Gob'un yarattığı araba problemi için Sally'e yardıma gitti. | Open Subtitles | و تلك الليلة, ذهب (مايكل) لمساعدة (سالي) في مشاكل السيارة التي خلقها (غوب) |
Ama onlar da Tanrı'nın yarattığı canlılar. | Open Subtitles | ولكنها كائنات حية، خلقها الله. |
Hesselboe'nun yarattığı bu bencil ülkede bir Danimarkalı olmaktan utanıyorum. | Open Subtitles | انا اخجل كوني دانمركية... في هذه الامة الانانية التي خلقها هيسيلبرو السبع سنوات الماضية |
Babasının yarattığı karanlık yerine aydınlığı yaymayı amaç edinmiş biri tarafından yetiştirilmiş. | Open Subtitles | -أجل . لقد تربى من قبل أحد يؤمن بإنتشار الضياء، بدلاً من الظلمة التي خلقها والده الحقيقيّ. |
Böyle mükemmel bir kız yarattığı için, Tanrı'ya şükredeceksin | Open Subtitles | وتشكر الرب على أنه خلقها |
Tanrı'nın yarattığı en harika ülkede yaşadığımızı. | Open Subtitles | أننا نحَيا على أعظم مدينة خلقها" الله" |
Zeus bu kutuyu tüm kötü güçler ve yarattığı ızdırap için bir kap olarak kullandı. Bir kez serbest bırakıldılar mı, kontrol edilemezlerdi. | TED | استخدم (زيوس) هذا الصندوق كوعاء لكل قوى الشر والمعاناة التي خلقها وإن أُطلقت ذات يوم، لم يعدوا قابلين للاحتواء مرة ثانية. |
Yani Warden Rossignol 180 metreden Tanrı'nın yarattığı hangi türün silahı ateşlediğini anlayabilir ama ateş edenin cinsiyetini anlayamaz... | Open Subtitles | وهذا يعني 200 متر، و(واردين روسنيل) إستدل ما هي الطيور التي خلقها الله يُطلق النار عليها، لكن غير قادر أن يُحدد الجنس الذي يطلق عليه، |
Zayıf noktaları bulundu ve yok edildiler hem de insanoğlunun onca silah ve cihazları işe yaramazken her şeyi bilen Tanrı'nın bu Dünya'ya koyduğu ufacık yaratıklar tarafından. | Open Subtitles | لقد انتهوا و تحطموا بعد أن فشلت جميع أسلحة الإنسان بواسطة أصغر الكائنات الّـتي خلقها اللّـه بحكمته في هذه الأرض |