Bildiğin gibi ölümsüzlük, Rambaldi'nin saplantısıydı. | Open Subtitles | كما تعرف، خلود كان واحد رامبالديعس وبسيسلونس. |
Gerçekte sadece acının ve ölümün olduğu yerde ismimi, ölümsüzlük numarası yapmak için kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستعملون إسمي ليزعموا بأن هناك خلود بينما في الواقع هي إبادة لقد قلته بنفسك |
Acaba sürekli boynumda dolaştırmam için ölümsüzlük şişesini bana verdiğin için mi? | Open Subtitles | ربما لكونك أعطيتني قنينة خلود فعليّ لأضعها حول رقبتي طوال الوقت؟ |
"Ruhun ölümsüzlüğü doktrini huzurdan çok korku verir." | Open Subtitles | فلسفة خلود الروح فيها خطر أكثر من الراحة |
Kindred'ın ölümsüzlüğünü taşımayan bir çok çeşitlilikte askerler yarattı. | Open Subtitles | مخلوقين غير أحياء من الجنود المتوفرين حيث بعث فيهم الحياة بدون خلود الكيندريد |
Meeseeks zamanına göre sonsuzluk kadar uzun. Hiçbir şey işe yaramadı. Kıyametimiz yakındır. | Open Subtitles | وهذه المدة هي خلود بالنسبة للميسيكس ومع ذلك لاشيئ نجح |
Neden gelecek sonsuz bir ebedilik olarak görüyor? | Open Subtitles | لماذا يبدو المستقبل وكأنه خلود هائل لا نهاية له ؟ |
İmza dağıtmadı, Öncülerle evrenin sırları hakkında konuşmadı, sıfır yerçekimindeki özgürlük ya da evrenin sonsuzluğu hakkında. | Open Subtitles | الحرية التي تنالها في جاذبية معدومة أو خلود الكون |
ölümsüzlük için Mısır'lıların yaptığı gibi değil. | Open Subtitles | ... وليس كما فعل المصريون المحافظة على الجسم من أجل ضمان خلود الروح لا |
"lkincisi, ruhun ölümsüzlüğü maddesel olmamasının bir sonucudur, bazı olaylarla anlaşılabilir ve ölümsüzlük fikriyle uyum halindedir." | Open Subtitles | ",وثانيا ان خلود الروح تتاكد نتيجه لعدم ماديتها |
Çinlilerin saygı duyduğu bir çeşit ölümsüzlük otu. | Open Subtitles | هو مقدس من قبل الصينيين كعشبة خلود |
Bizi sonsuza kadar hayatta tutacak bir de büyü yaptım. Hiçbir zaman ayrılmamamız için bir ölümsüzlük büyüsü yaptım. | Open Subtitles | "وصنعت تعويذة تخلّدنا، تعويذة خلود لكيّ لا نفترق أبدًا" |
Bir ağacın aşkı dışında ölümsüzlük yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد خلود إلا في حبّ شجرةِ |
Sizin için bir ölümsüzlük ilacı deniyordum. | Open Subtitles | إختبرتُ حبة خلود لأجلك |
Shane'e göre Silas Qetsiyah'tan bir ölümsüzlük büyüsü için yardım istemiş. | Open Subtitles | وفقًا لـ (شين)، فإنّ (سايلس) طلب من (كاتسيا) مساعدته لصنع تعويذة خلود |
Bitmeyen annelikle dolu bir ölümsüzlük. | Open Subtitles | خلود مع امومه بلا نهايه |
"ikincisi, ruhun ölümsüzlüğü - | Open Subtitles | ",وثانيا ان خلود الروح تتاكد نتيجه |
Bu hayaletlerle, bu gösterilerle Eisenheim, bize ruhun ölümsüzlüğünü ispat etmiştir. | Open Subtitles | برهن لنا أيزينهايم على خلود الروح. تم إعادة تأكيد وجود الروح... وذلك في مواجهة |
Bu ruhları göstererek, Eisenheim bizlere ruhun ölümsüzlüğünü kanıtladı. | Open Subtitles | برهن لنا أيزينهايم على خلود الروح. تم إعادة تأكيد وجود الروح... وذلك في مواجهة |
Mutluluk için önümüzde bir sonsuzluk var ama yaz sadece birkaç hafta daha sürecek. | Open Subtitles | ...هناك خلود لهذه النشوة, لكن الصيف يتبقى له بضع أسابيع فحسب... |
Eğer ödülü kazanırsa ölümlüler sonsuz karanlıkta acı çekecekler. | Open Subtitles | ... إذاربحالجائزة الرجل الهالك يعاني خلود الظلام |
İmza dağıtmadı, Öncülerle evrenin sırları hakkında konuşmadı, sıfır yerçekimindeki özgürlük ya da evrenin sonsuzluğu hakkında. | Open Subtitles | لم يكن يعط توقيعه، ولم يكن يحدّث الرواد ،عن أسرار الكون الحرية التي تنالها في جاذبية معدومة أو خلود الكون |