Artık, ne zaman öldüreceği düşüncesinin korkusu boyunduruğunda yaşamak zorunda. | Open Subtitles | و الآن طبعاً عليه أن يعيش في خوفٍ في إنتظار متى سيقتل |
Bu yüzden yapamayacağını düşünen varsa başına bir iş geleceği korkusu olmadan şu an çekilebilir. | Open Subtitles | فلذا إن كان أي أحدٍ منكم لا يشعر بأنه قادرٌ عليها فيمكنه أن ينسحب دون خوفٍ من الثأر، مفهوم؟ |
Şimdi çete kolonileri, içlerindeki küçük bir cezalandırılma korkusu ile yetişkinleri istila edebilir. | Open Subtitles | بوسع العصابة أن تغزو المستعمرات دون خوفٍ من جزاء البالغين |
Bu olaydan beri Adriana, kendisi veya çocuklarının bir mayına basabileceği korkusuyla yaşıyor. | TED | ومنذ ذلك الحين، تعيشُ هى وأولادها في خوفٍ دائم، لأنه قد يخطو أحدهم فوق لغم أرضي. |
Bir kadını hayal kırıklığına uğratacağının korkusuyla yaşıyorsun. | Open Subtitles | أن تكون رجلاً يعني العيش في خوفٍ دائمٍ من تخييبِ ظنّ المرأة. |
Bu adamdan korkarak yaşamaktan bıktım. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ ... لقد ضقتُ ذرعاً من العيش في خوفٍ دائم ٍ من هذا الرجل |
Herkesin senden korkarak yaşaması senin kim olduğunu değiştirmiyor. | Open Subtitles | ... جعلُ الجميع يعيشُ في خوفٍ منك لن يُغيّر من تكون أنت في الأصل |
Hesap verme korkusu olmadan yaşadığı için mi? | Open Subtitles | ولا يعيشُ في خوفٍ من كل اختبار قادم؟ |
Korkan bir kişiye, başkasının korkusu kadar hiçbir şey cesaret veremez. | Open Subtitles | لقد قيل بأنه "لا شيء يعطي الرجل الخائف شجاعةً "أكثر من خوفٍ أخر |
Ayrımcılık veya dini tahammülsüzlük korkusuyla yaşamanın ve seveceğin şeyi seçememe durumuyla karşı karşıya kalmanın... | Open Subtitles | بدون خوفٍ من التمييز أو التعصب الديني تجاه هؤلاء |
Eski insanlar onun korkusuyla yaşadı, onun ismini duyunca titrerlerdi. | Open Subtitles | القدماء عاشوا في خوفٍ منه -يرتعشون لمجرد ذكر اسمه |
Leonard, sonsuza kadar bu adamın korkusuyla yaşayamazsın. | Open Subtitles | لينارد) ... لا يمكنكَ أن تحيا) في خوفٍ دائم ٍ من هذا الرجل |