"خيارًا" - Traduction Arabe en Turc

    • bir seçenek
        
    • seçeneğim
        
    • seçim
        
    • şansım
        
    • seçeneğimiz
        
    • başka seçenek
        
    • Seçme
        
    • şansımız
        
    • seçeneğin
        
    • fırsat
        
    • seçeneği
        
    • seçeneğiniz
        
    • çarem
        
    • başka çare
        
    • Başka şansın
        
    Bunu yapmak istememiştim ama bana başka bir seçenek bırakmadın. Open Subtitles لم أرغب في عمل هذا، لكنك لم تترك لي خيارًا.
    Dünya çapında alternatif bir felaket yaşıyorken başka seçeneğim var mı? Open Subtitles ما دام دمار العالم هو البديل الحتميّ فهل أملك خيارًا آخر؟
    Bu güvensizlik halkasının sonucu olarak tarımı uygun bir seçim yapmalıyız. TED لإنهاء هذه الحالة من انعدام الأمن لابد أن نجعل الزراعة خيارًا متاحًا
    Bugün tüm dünyanın gözleri üzerimizdeyken resmi özründen sonra yanında olmaktan başka şansım yoktu. Open Subtitles اليوم، والجميع يشاهدنا لم يكن لديّ خيارًا سوى الوقوف بجانبكِ بعد إعتذارك العلني
    Kalp kırıklığı konusunda bir seçeneğimiz yok, yalnızca önem verdiğimiz insanlar, şeyler ve projeler üzerinden kalbimizin kırılması seçeneğimiz var, bu da tek seçenek. TED لا نملكُ خيارًا حول تحطم القلوب، نملكُ فقط الخيار لتحطم قلوبنا من خلال الأشخاص والأشياء والمشاريع التي نهتم بها بعمق.
    Seni zora soktuğum için kusura bakma dostum ama bana başka seçenek bırakmadın. Open Subtitles يؤسفني أن ألوي ذراعكَ ولكنّكَ لم تدع لي خيارًا آخر
    Ama gerçi arkadaşların bu konuda pek Seçme şansı da tanımadı. Open Subtitles رغم ذلك، فإنّ أصدقاءك لم يعطوني خيارًا يُذكر في هذا.
    Şu an yasta, dediğimize gelecektir. Başka şansımız olmadığını anlayacak. Open Subtitles إنه في مرحلة الحزن، سيتفهم لاحقًا سيعي أنه لم يكن لدينا خيارًا
    Elimizde bu kanıt varken davayı düşürmekten başka bir seçenek göremiyorum. Open Subtitles مع هذا الدليل، لا أرى خيارًا سوى إسقاط كل التهم الموجهة.
    Umutsuz ve bu gece paraya ihtiyacı olan biri için bir seçenek olmayacak. TED لن يكون خيارًا لشخص يائس وبحاجة إلى المال الليلة.
    hakkındaki düşüncelerimi etkiliyor. İnsanların mevzubahis temel problemleri olduğunda, birçoğu için vermenin bir seçenek olmadığını öğrendim. TED تعلمت أنه عندما يكون للناس مسألة رئيسية على المحك، فبالنسبة لمعظمهم، الاستسلام ليس خيارًا.
    Yanında tutmanın bir faydası yoktu, benim de başka seçeneğim. Open Subtitles البقاء لم يكن خيارًا. لم يكن لدي إختيار.
    "Hizmetinizde" demek istedim ama zaten başka seçeneğim yokmuş gibi görünüyor. Open Subtitles لكن هذا يعني ضمنًا أن لديّ خيارًا بالأمر.
    Varsayalım ki iki iş arasında bir seçim yapmalısınız: bir yatırım bankeri veya grafik sanatçısı olabilirsiniz. TED افترض أنك تملك خيارًا بين وظيفتين: بإمكانك أن تكون مستثمرًا بنكيًا أو رسامًا.
    Bu bir seçim değildi yapmak zorundaydık, çünkü sonuçta, sadece tek bir esasa hizmet edebiliriz. TED يجب ألا يكون هذا خيارًا علينا اتخاذه، لأنه في نهاية المطاف، يمكننا أن نخدم سيداً واحداً فقط.
    Burada gerçekten istediğim için kalmamı istersiniz başka şansım olmadığı için değil. Open Subtitles تريدينني أن أبقى هنا لأنني أريد ذلك، وليس لأنني لا أملك خيارًا آخر.
    Bu durumda, başka seçeneğimiz yok. Open Subtitles في هذه المرحلة لا أعتقد أنّ أمامنا خيارًا
    Farkındayız Sayın Yargıç, bize başka seçenek bırakmadınız. Open Subtitles بل نعلم يا سيد القاضي ولكنك لم تعطنا خيارًا آخر
    Tek farkımız, senin onurun yokken benim Seçme şansım yok. Open Subtitles الفارق هنا أنكِ لا تملكين أي شرف وأنا لم أملك خيارًا
    Şu an yasta, dediğimize gelecektir. Başka şansımız olmadığını anlayacak. Open Subtitles إنه في مرحلة الحزن، سيتفهم لاحقًا سيعي أنه لم يكن لدينا خيارًا
    Evet sevgili anne. Başka seçeneğin yok. Open Subtitles أجل يا أمي العزيزة، إنّك لا تملكين خيارًا.
    Evet ama plana bakılırsa bu iyi bir fırsat değil. Open Subtitles أجل، حسبما تمّ التخطيط له، فإنّ هذا ليس خيارًا جيّدًا.
    Arabayı ben sürüyordum, o yüzden seçeneği yoktu. Open Subtitles على اي حال، أنا من قاد فلم يمتلك خيارًا آخر
    Korkarım ki başka seçeneğiniz yok. Ne yapıyorsun burda? Open Subtitles أخشى أنكِ لا تملكين خيارًا. ماذا تفعلين هنا؟
    Devam etmekten başka çarem olmadığı sonucuna vardım. TED وكانت النتيجة التي خلصت إليها أني لا أملك خيارًا آخر سوى الذهاب.
    O halde özür dilerim. Bana başka çare bırakmadın. Open Subtitles {\pos(190,200)} إذن أنا آسف يا سيدي فلم تترك ليّ خيارًا
    Eğer o adam söylediğin kadar kötüyse Başka şansın yok. Open Subtitles إذا كان سيئًا بمقدار ما تقول، فأنت لا تملك خيارًا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus