| Fakat kuduz olmuş olabilirim. Sen neler yaptın? | Open Subtitles | ولكن قد يكون لدي داء الكلاب ما الذي كنت تفعلينه؟ |
| Kendi telefonunu kullan. Benimki aşağıda kuduz kapmakla meşgul. | Open Subtitles | استخدم هاتفك ، هاتفي في الأسفل يعاني من داء الكلاب |
| Bebeğin kuduz, kanatlı bir gariban olacağını ve kapanından uçarak çıkıp, doğrudan cehenneme gideceğini biliyorlar. | Open Subtitles | الذي يعلمون أنه سيخرج بشكل غريب وبه داء الكلاب وأجنحة، ويحاول الطيارة حول رأسكِ عائداً مباشرتاً إلى جهنم. |
| kuduz da boş çıktı. Öyleyse biraz daha anlık bir şey bulmam gerekecek herhalde. | Open Subtitles | داء الكلاب لم يؤثّر، أظنني سأجد شيئًا أسرع تأثيرًا. |
| - Ama cidden kuduz kontrolüne ihtiyacın var. | Open Subtitles | ولكن حقا اعتقد انه عليك ان تفحص نفسك من داء الكلاب |
| İyi değil. kuduz virüsü beyne saldırır. | Open Subtitles | فيروس داء الكلاب يصيب الدماغ أيضاً |
| kuduz olmuştu. | Open Subtitles | لقد كان لديه داء الكلاب |
| Belki kuduz veya başka bir şeydir. | Open Subtitles | ربما لديه داء الكلاب أو ماشبه |
| kuduz! - İşe yarıyor! | Open Subtitles | داء الكلاب |