"دائماُ" - Traduction Arabe en Turc

• hep
• her zaman

Evet, ama dikkatli olmam gerekirdi. Etrafa hep bakardım.
أجل، لكن كما تعلمين، كان يجب أن أنظر، فأنا دائماُ أنظر أولاً

hep yargısız infaz mı yaparsın?
هل دائماُ تُعاقبون سجنائكم قبل أن يتم محاكمتهم؟

...ve hep istedim, yani size teşekkür borçluyum.
واردت دائماُ ان اشكر لذا سأشكر الناس للحظور

- her zaman bodrumdasın. - Ne zaman aşağı insen...
دائماُ تعتكف في كهفك منذ انتقالك إلى هناك

Aşağılık herif kirayı her zaman geç öderdi.
هذا اللقيط كان دائماُ يتأخر فى دفع الأيجار.

Onu kontrol ettiğimde hep uykuda.
دائماُ ما يكون بالخارج عندما أذهب أطمئن عليه

Dikkatli olmalıymışız çünkü "bu diğer insanlara ulaşırsa, onlar için çok tehlikeli olur" diyorlar hep.
يجب أن تكون حذراً, لأنهم يقولون دائماُ أنها اذا تسرّبت فستكون خطراً على الناس.

Büyük bir satıştan sonra hep iyi bahşiş bırakır.
. دائماُ ما يُعطى بقشيش جيّد بعد صفقة كبيرة

En ağır bedeli hep sevdiklerimiz öder.
أن الثمن يتم دفعه دائماُ من قبل من نحب

Günün birinde beni bulacağını hep düşünüyordum.
ظننت دائماُ أنك ستجديني يوماً ما

hep aynı okulda, aynı sınıfta olduk.
كنا دائماُ بنفس المدرسة و بنفس الفصل

Her şey hep ikimiz içindi.
لقد كان دائماُ من أجلنا.

Böyle şeyler hep olur ya. Bunlar benim canımı sıkmıyor Bruce.
حسنٌ دائماُ ما يكون هناك شيء ما ولا أدع هذا يضايقني يا (بروس)

hep sürpriz parti istemişimdir.
طالما أردت دائماُ حفلة مفاجئة

Olacağı buydu. hep bir şeyleri tekmelemeye çalışıyor.
دائماُ يبحث عن الإثارة

hep öyleydin.
دائماُ

hep unutuyorum.
أنسى دائماُ

Babam hayattayken her zaman börekle başlardık, ve ilk tabak bitinceye kadar eti almazdık.
عندما كان والدي حياً كنا نبدأ دائماُ بالزلابية و لم نحصل على اللحم حتى نأكل الطبق الأول

Tatlım, ciddi ilişkiler her zaman heyecan verici olmayabilir.
عزيزتي , العلاقات الجادة لايمكن ان تبقي مثيرة دائماُ

Şeytan her zaman vardır. - Gitarın onda kalmasına sen mi izin verdin, çünkü sen öncesinde demiştin ki..
هناك دائماُ إبليس ـ هل قلت لها أنها تستطيع الاحتفاظ بالغيتار

Zengini suçlamak her zaman güvenlidir.
أنه أمن دائماُ أن تهاجم الأغنياء