"داخلها" - Traduction Arabe en Turc

    • içinde
        
    • içine
        
    • içindeki
        
    • içeride
        
    • içeri
        
    • İçlerinde
        
    • içi
        
    • orada
        
    • içinden
        
    • içerideki
        
    • içindeymiş
        
    • - İçine
        
    Ajansın dar sokağında bir çöp kutusu var. Bir film rulosu var içinde. Open Subtitles أذهبي إلي سلة المهملات التي في الزقاق خلف الوكالة، داخلها ستجدي بكرة فيلم
    İçinde minik şiirler olan ekmekler ürettiğim bir iş kurmayı düşünüyorum. Open Subtitles أخطط لأنشاء وتسويق خط من المخبوزات المتميزة. مع قصيدة قصيرة داخلها
    Ama o aslında hala hamile ve erkek çocuk onun içinde osurdu. Open Subtitles لكنها في الحقيقة كانت ما تزال حاملاً به.. وقد أطلق الريح داخلها.
    Geminin batmasını istiyorlarsa... içine sadece hoş bir bomba koyalım. Open Subtitles إذا أرادوا تدمير تلك السفينة لنضع قنبلة قوية فى داخلها.
    İçindeki parayla birlikte kasa geldiğinde öğle yemeği de gelmişti. Open Subtitles بعد إحضار وجبة الغداء عند وصول الخزانة والمال في داخلها
    İçinde sanki sosis varmış gibi görünüyor, ama sebze doldurmuşlar. Open Subtitles يبدو انه هناك في داخلها خبز, لكنه في الحقيقة خضروات
    Bazen sınırların içinde kalmak için o sınırları yeniden çizmen gerekir. Open Subtitles في بعض الأحيان يجب عليك إعادة رسم هذه الخطوط للبقاء داخلها.
    - Seni burada tutmak istiyorum. - Onun içinde ölmek istemiyorum. Open Subtitles انا اريدك ان تبقي هنا لا استطيع اني اموت في داخلها
    Onu bulursan, içinde durduğu çemberin dışına çıkart ve orada işini bitir. Open Subtitles لو وجدته,يجب أن تخرجه من الدائره التي هو في داخلها وتقتله هناك
    Yöneticiler, birçok ve daha birçok şey içinde var. TED ولديها مدراء داخلها والكثير الكثير من الأشياء الأخرى.
    Ve EBB hafiftir, ki elinizle kaldırabilirsiniz, sağa sola hareket ettirebilirsiniz ve aslına bakılırsa içinde dört kişi uyur. TED ورغم أنها خفيفة، خفيفة لدرجة أنه يمكنك رفعها باليد وتحريكها، يمكن أن ينام داخلها 4 أشخاص.
    Bu katman normalde alttaki kemiğe çok ama çok sıkı bağlıdır ve içinde kök hücreler bulunur. TED وتلك الطبقة بالعادة وبشكل طبيعي ملتصقة بإحكام شديد إلى العظم، وهذه الطبقة تحتوي على خلايا جذعية داخلها.
    Bazen cadılar güçlü bir tılsım ya da eseri gücü içine gizleyerek saklar. Open Subtitles أحيانًا يخفي السحرة ماهيّة طلسم قويّ أو قِنية عبر تخبئة السحر في داخلها.
    Küçük bir kız çocuğu hakkında anlatılanları duydum, altına kaçırmaya engel olamıyordu çünkü bir sürü yetişkin asker kızın içine girmişlerdi. TED سمعت عن فتاة صغيرة التي لم تستطع وقف التبول على نفسها بسبب الكثير من الجنود المحدثين حشروا أنفسهم داخلها
    Oraya gidip kemikleri biçerek içine bakmak istediğinizde bundan hoşlanmıyorlar. TED لن يحبون قدومك لهم ورغبتك بقصها بمنشار والنظر داخلها
    Ormanı açıyor, içindeki ağaçları açığa çıkarıyor. TED كأنها تنظف الغابه وتكشف الأشجار في داخلها.
    Çünkü ulus devletin hareketleri ne kendiyle sınırlıdır, ne de ulus devlet için yeterlidir kendi bölgesini kontrol etmek için, çünkü ulus devletin dışındaki etkileri artık içeride olanları da etkiliyor. TED لأن أفعال دولة وطنية لا تقتصر لا على ذاتها، ولا هي كافية للدولة الوطنية بذاتها للتحكم في أراضيها، لأن التأثيرات خارج الدولة الوطنية بدأت الآن في التأثير على ما يحدث داخلها.
    Çatlaklar ayağınızı içeri sokmak için çok küçüktür dolayısı ile tek yol parmak uçlarınızı çatlaklara sokmak ve ters baskı uygulayarak kendinizi yukarı itmektir. TED الحفر صغيرة جداً بالفعل لوضع أصابع القدم داخلها لذا فالطريقة الوحيدة لتسلقها هي إستخدام حواف الأصابع في الحفر، وإستخدامها لعكس الضغط ودفع نفسك لأعلى.
    İşte dişler var, kemikli kanlar var ki kana benziyorlar, kıllar var ve hiç zarar görmemiş cesetler ve hala içlerinde beyin olan başlar var. TED لديك أسنان، عظام مع دماء والتي تبدو كالدماء ، لديك شعر، ولديك أيضاً جثث سليمة ، أو رؤوس والتي مازالت تحوي دماغ داخلها.
    Şimdi bu sytrofoam gövdelerden birisi içi buz ile doluyken yaklaşık 4 saat idare ediyor. TED الآن أحد صناديق الستايروفوم هذه يستمر لمدة حوالي أربع ساعات, بالثلج داخلها
    Yoksa çocuk ölür, sen de kendini yine orada bulursun. Open Subtitles إن أبيتَ، فسيموت وأنت سينتهي بك المطاف داخلها بأيّ حال.
    Önce içinden konuşuyordu, sonra dışından konuşmaya başladı. Open Subtitles فى اول الامر كانت تتكلم من داخلها و بعد ذلك تكلمت للخارج
    Bu sert kabuklar, içerideki küçük kurtçukların savunması için etkili görülebilir, ama ille de şart değildir. Open Subtitles هذه الأصداف الصلدة تبدو دفاعات فعّالة لليرقة الصغيرة داخلها لكن ليس بالضرورة ذلك.
    Maitlandlar'a giderken telaştan onların ceketlerinden birini almış olmalıyım. Telefon da içindeymiş. Open Subtitles لابدّ أنّي أخذتُ أحد ستراتهم التي كان الهاتف في داخلها.
    - İçine bakmamız gerekiyor. - Oh, İsa adına. Open Subtitles ـ نحتاج لالقاء نظرة داخلها ـ أوه، يا اللهي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus