Senden uyuyan bir Dustin Hoffman'ı oynamanı istiyor. | Open Subtitles | إنه يريدك أن تؤدي دور داستن هوفمان، نائما |
Dustin, parkurun yanlış tarafındaki kötü çocuk. | Open Subtitles | داستن , الفتى السيء من الجهة الخطأ من المسار |
Dustin, onu bulabilirsen, bu konuyu kendisine sorabilirsin. | Open Subtitles | حسنا يا داستن لو أمكنك أن تجده يمكنك أن تقوم بسؤاله |
Nate ile bu Dustin denen çocuk pek sıkı fıkıymış ve bu çocuk da Tarikat'ı seviyor. | Open Subtitles | حسناً داستن ذاك كانت علاقته وطيدة بنايت وكان يحب البرنامج لو ظهر , أحب التواجد هناك |
Dustin Williams diye bir adam haftalardır her gün arıyormuş. | Open Subtitles | شخص يدعى داستن وليامز و الذي كان يتصل بها كل يوم لعدة أسابيع |
Dustin Williams dün adliyede miymiş? | Open Subtitles | أنظر ما إذا كان داستن وليامز في قاعة المحكمة يوم أمس ؟ |
Dostumuz Dustin'in izniyle küçük bir haber bülteniyle ruhunu canlandırayım. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن يرفع من معنوياتك مع نشرة الأخبار قليلا، من باب المجاملة صديقنا داستن. |
Dustin Hoffman Yıldız Savaşlarında mı oynamış? | Open Subtitles | داستن هوفمن في فلم حرب النجوم ؟ |
Dustin Moskovitz yüzde %6.81 ortak. Sean Parker yüzde %6.47. | Open Subtitles | داستن موسكويتز) يملك 6،81 بالمئة) شون باركر) يملك 6،47 بالمئة) |
"The Graduate"de Dustin Hoffman'ın düğünü basması gibi. | Open Subtitles | مثل " داستن هوفمن " فى مشهدألقاءالقبضفىفيلم "التخرج" |
Dustin Goolsby'nin uğruna adam öldürebileceği bir şey. | Open Subtitles | شئ قد يقتل داستن غولسبي من أجله. |
Barrowton lordum. Dustin Hanesi. | Open Subtitles | باروتاون , يا سيدي عائلة داستن |
Şunu söylemek için buradayım; ben Dustin Noble, sizin için geldim. | Open Subtitles | اعتقد انني هنا لأخبركم بأسمي داستن نوبل), وانا هنا من اجلكم) |
- Bulunmuş. - Dustin Williams listede var. | Open Subtitles | فعل ذلك داستن وليامز في القائمة |
Kimin yaptığını biliyorum. Dustin Whitman | Open Subtitles | انا اعلم من قام بها داستن وتمان |
Hayatta kalan tek saldırgan, Dustin Maker, ... durumu stabil bir halde, St. Ignatius Hastanesi'ne götürüldü. | Open Subtitles | ـ"داستن مايكر" , المسلّح الناجي الوحيد قد تم نقله إلى مستشفى "القديس إغناطيوس" ـ و هو في حالة مستقرّة |
SFPD deki adamımıza göre, Dustin oldukça aklı yerinde gözüküyormuş. | Open Subtitles | وفقاَ لرجُلِنا الّذي في الشرطة ـ"داستن" بدى واضحاً جدّاَ |
Kafasından çıkardıkları 40 kalibrelik mermi Dustin Maker veya Alfie Rentman'ın silahlarıyla eşleşmedi. | Open Subtitles | الرّصاصة من عيار 40 الّتي اُخرِجتْ من رأسه لم تتطابق مع أسلحة "داستن مايكر" أو ـ"آلفي رينتمان"ـ |
Dustin Shaw hakkında bilmeniz gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | ثمة شيء آخر يجب أن تعلمي به بشأن (داستن شو) |
Tüm bunların ışığında sanık Dustin Maker'ın idam cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir. | Open Subtitles | العوامل المشددة في هذه القضية لذلك رأيي هو (أن المتهم (داستن ميكر |
Nadide bir mücevher. Onu bugün Kral'ın huzuruna çıkar Dastan. | Open Subtitles | الجوهرة النادرة ستُقدم للملك مني هذا المساء يا " داستن". |