Endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | كلا لا داع للقلق |
Endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | لا داع للقلق |
Endişelenmenize gerek yok. Ben bir kaç şeye bakıp döneceğim. | Open Subtitles | سأعود حالما أهتم ببعض الأمور فلا داع للقلق |
Çünkü şu anı saymazsak, sikimin kıçınızda olduğu zamanlar dışında bu konuda Endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لأن في تلك الأوقات التي أكون فيها معكما، لا داع للقلق أين أكون باقي الوقت. |
Bana endişelenecek bir şey olmadığını söyleme auran bunun tamamen zıttını söylüyor. | Open Subtitles | لا تخبريني أنه ما من داع للقلق. لأن عينك تخبرني العكس تمامًا. |
Maskeleri takıp, sakin olun, Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | يرجى القيام بتثبيتها والجلوس ثانية ليس هناك اي داع للقلق |
O yüzden endişelenmeye gerek yok. Durakları kesiyoruz. | Open Subtitles | حسناً إذن، لا داع للقلق سنقيم الحواجز ونفتش الكل |
Endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | لا داع للقلق |
- Endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | -لا داع للقلق |
Endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | لا داع للقلق .. |
Endişelenmenize gerek yok efendim. | Open Subtitles | لا داع للقلق ، سيدي الرئيس |
Evet. Endişelenmenize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا، لا داع للقلق |
Bayan Lauler, Endişelenmenize gerek yok. Bu güvenli bir alan. | Open Subtitles | آنسة (لولر)، لا داع للقلق هذا المكان آمن |
Bana endişelenecek bir şey olmadığını söyleme çünkü tüm ruhun tam tersini söylüyor. | Open Subtitles | لا تخبريني أنه ما من داع للقلق. لأن عينك تخبرني العكس تمامًا. |
Bana endişelenecek bir şey olmadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | وتقولين لي إنه لا داع للقلق ؟ |
Endişelenecek bir şey yok, son derece normal bir lastik bu. | Open Subtitles | أنصت لي، ليس هناك داع للقلق. إنّه مجرّد إطار عاديّ. |
Endişelenecek bir şey yok. Sadece sakin ol. | Open Subtitles | ليس هناك داع للقلق فقط خذ الأمور بسهولة |
Hayır, endişelenmeye gerek yok. Sadece kafam karıştı. | Open Subtitles | لا، لا، ما من داع للقلق كل ما بالأمر أنني في حيرة. |