MRI çalışmaları, ilgili ağı saptamak için umut verici bir yoldur. | TED | تُعدّ دراسات التصوير بالرنين المغناطيسي وسيلة واعدة لتحديد مواقع الشبكات المعنيّة. |
Bu nedenle bizim istediğimiz insanlar üzerinde yapılan çalışmaları görmek. | TED | إن ما نريده حقيقة هو دراسات حقيقية على البشر. |
Eğitim hayatın boyunca sosyal çalışmalar yerine pompa peşinde koştun. | Open Subtitles | إنّك أمضيت فترة تعليمك تعاشر الفتيات لا بإجراء دراسات إجتماعيّة. |
Bilim insanlarının küçük ölçekli çalışma yapmaları için hala iyi nedenleri vardır. | TED | لكن لا يزال هناك العديد من الأسباب الوجيهة ليجري العلماء دراسات صغيرة. |
Bay Naylor, Tütün Araştırmaları Akademisi'ne maddi desteğini kim sağlamaktadır? | Open Subtitles | السيد نايلور، من يزود التأييد المالي لـ أكادمية دراسات التبغ |
Berkeley'de yüksek lisans yaparken tanımıştım onu. | TED | وكنت أعرفه منذ أن كنت طالب دراسات عليا ببركلي. |
Çoğu ilişkinin böyle başladığını doğrulayan başka araştırmalar da var. | TED | وهناك دراسات أخرى تؤكد بأنّ معظم العلاقات تبدأ بهذه الطريقة. |
İşte bu bölgenin gelişimine bakan MR çalışmaları büyüme çağında değişimin oldukça çarpıcı olduğunu gösterdi. | TED | لذا أظهرت دراسات التصوير بالرنين المغناطيسي بالنظر لهذه المنطقة بأنها تخضع لتطورات مهولة خلال فترة المراهقة. |
Ve bu bir adım, alıştırma çalışmaları yapmaktır. | TED | والخطوة هي عمل دراسات معتمدة على التدريب. |
Burası Kadın çalışmaları 2B: Kadınlık Krizde. | Open Subtitles | هذا فصل دراسات النساء 2ب مناقشة أزمة النساء |
Farklı ırklardan öğrencilerin olduğu sınıf ve aktivitelere katılan gençlerin ırkçı önyargılarının azaldığına dair çalışmalar var. | TED | وهناك دراسات من خلالها المراهقين الذين يشاركون في فصول وأنشطة متاكملة عرقياً يخفضون التمييز العنصري لديهم. |
Ve bunlar da Siyonist kurum tarafından desteklenmiş, Yahudi yerleşimi için alternatif alanlara yönelik çalışmalar. | TED | وهي دراسات بتكليف من المنظمة الصهيونية لمناطق بديلة للإستيطان اليهودي. |
Aileler ve ayrık ikizler üzerindeki çalışmalar kilo almaya neden olan belirgin bir kalıtsal ilişki göstermiştir. | TED | فق أظهرت دراسات على عائلات وتوائم تم فصلهم عن بعضهم علاقة الوراثة في التسبب في زيادة الوزن. |
Ve seksle ilgili bir çalışma yapıyorum. Biraz oturup, konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | وأقوم بإجراء دراسات على السلوك الجنسي هل يمكن أن نجلس ونتحدث؟ |
Tamam ama artık birçok çalışma var, rahim ameliyatının gerekli olmadığını söyleyen. | Open Subtitles | حسناً، ثمة دراسات الآن تقول أن معظم عمليات استئصال الرحم غير ضرورية |
Senatörler, Bay Naylor Tütün Araştırmaları Akademisi'nde ...neler olup bittiğine tanıklık etmeye gelmedi. | Open Subtitles | أعضاء مجلس الشيوخ، السيد نايلور ليس هنا للشهادة على السلوك أكادمية دراسات التبغ |
Texas- El Paso Üniversitesi'nde bir grup gönüllü, yüksek lisans öğrencileri bu süper ders kitabı fikirlerini çeviriyor, | TED | فريق من المتطوعين في جامعة تكساس إلباسو، طلاب دراسات عليا يترجمون أفكار هذه الكتب الهندسية الضخمة |
Şimdi kilo ile hareketsizliği birbirine bağlayan bu araştırmalar var, ayrıca artık kilo ile yaşadığımız yerleri ilişkilendiren araştırmalar da var. | TED | لذا لدينا هذه الدراسات الذي تربط الوزن بالخمول، بل حتى أكثر . لدينا الآن دراسات تربط الوزن إلى المكان الذي تعيش فيه. |
Ve araştırmalara göre birçok Amerikalı bir Müslümanın ne olduğunu bilmiyor. | TED | وتوضح دراسات أخرى أن معظم الأمريكيين لا يعرفون مسلمًا بشكل شخصي. |
Ve birden sonraki dönem için Orta Doğu dersi mi alıyor? | Open Subtitles | ثم فجأةً بدأت في تعلم دراسات الشرق الأوسط في الفصل الدراسي المقبل؟ |
Ama, ne tuhaftır ki, eğer biri 10 ayrı araştırma yapıp, bunlardan sadece istedikleri sonucu gösteren beş tanesini yayınlarsa bunu araştırmaya hile karıştırmak olarak algılamıyoruz. | TED | و الى الآن، لسبب ما، اذا قام شخص ما ب عشر دراسات لكنه قام بنشر الخمس نتائج التي أعطت النتيجة المرجوة لا نعتبر ذلك اساءة للبحث |
Carson kariyerine çalışkan bir yüksek lisans öğrencisi olarak başladı ve biyoloji alanındaki çalışmalarını John Hopkins Üniversitesi'nde yarı zamanlı işlerle dengeledi. | TED | بدأت كارسون مهنتها كطالبة دراسات عليا مثابرة، بمُوازنة دراستها في علم الأحياء في جامعة جون هوبكنز مع العمل بدوام جزئي. |
Ama küçük tiyatro çalışmalarının ve büyük pazarlama tekniklerinin bana öğrettiği bir şey varsa o da şudur, herkesin bir markası var. | Open Subtitles | لكن إذا كان هناك أيّ شئ قد قام التخصص في التسويق مع دراسات المسرح علمتني هو أن كلّ شخص لديه علامة تجارية |
yapılan yeni araştırmalara göre, komaya giren insanlar çevrelerinde yaşananın farkında oluyorlarmış. | Open Subtitles | هناك دراسات حدثية تُظهر، أن الأشخاص الواقعون في غيبوبة يدركون ما حولهم |
Sonraki çalışmalarda araştırmacılar liberalleri, birçok gerekçe sunarak askeri harcamaları destekleme yönünde ikna etmeye çalıştılar. | TED | ثم في دراسات لاحقة، حاول الباحثون إقناع الليبراليين بدعم النفقات العسكرية بحجج متنوعة. |
Koca yılda insan tasviri Dersleri verdikleri tek zaman bu. | Open Subtitles | إنها المرة الوحيدة خلال السنة التي يوفرون فيها دراسات التماثيل |
1989-1992 yılları arasında Katolik üniversitesi teoloji bölümünde din Bilimleri okumuş. | Open Subtitles | ـ 1989-1992، دراسات اللّاهوت في مدرسة اللاهوت في الجامعة الكاثوليكية |