"دراية" - Traduction Arabe en Turc

    • biliyor
        
    • farkında
        
    • farkındayım
        
    • bilir
        
    • biliyorsun
        
    • aşina
        
    • haberi
        
    • bilen
        
    • haberin
        
    • biliyoruz
        
    • haberim
        
    • tanıdık
        
    • biliyordu
        
    • biliyorsundur
        
    • bildiğini
        
    Ev sahibiniz bu hafta ölü bulundu. Bunu biliyor muydunuz? Open Subtitles ،مؤجّر المنزل وجد مقتولاً هذا الأسبوع أكنت على دراية بذلك؟
    Adamın dediğine göre Mikkelsen, yöntemlerinin katliamlara sebep olacağını biliyor olmalıymış. Open Subtitles قال ان ميكلسن كان على دراية ان عمله سيؤدي الى مذبحة
    Kocanız bu ikincil malikanenizi böylesine klasik bir amaç için kullandığınızın farkında mı? Open Subtitles هل كان زوجك على دراية بأنك كنت تضعين مسكنك المؤقت لاستخدام نموذجي هكذا؟
    İlginin ne denli yoldan çıkarıcı bir güç olduğunun farkındayım. Open Subtitles كنت على دراية كاملة بقوة الشهرة وتجنبتها بكل ما تكلفه،
    Tony Korsika'lıdır. Akdenizi çok iyi bilir. Open Subtitles تونى كورسيكى، إنه على دراية بالبحر المتوسط جيداً.
    Bazı şeylerin nereye doğru gittiğini biliyorsun. Open Subtitles دائمًا تكون على دراية بما ستؤول إليه الأمور
    ve bir davanın teröristleri hakkında çalıştım terörizm konusuna aşina oldum. Open Subtitles وكنت أغطي محاكمة إرهابيين وأصبحت أكثر دراية بهذا النوع من الإرهاب
    Tarih bize bırakmayacağımızı söylüyor, ve katiller de bunu biliyor. TED يخبرنا التاريخ أننا لن نفعل ذلك، كما أن القتلة على دراية بذلك،
    Bilenler için söylüyorum, Socotra'yı, tamamıyla farklı bir sebepten biliyor olmalısınız. TED ولكن سُقُطْرى، لأولئك الذين يعرفونها منكم، حسناً، لنقُـل أنّكم على دراية بها لسببٍ مختلفٍ كلياً.
    Hem otomobiller hakkında da bayağı bir şey biliyor. Open Subtitles كان يمكن أن نستخدم شاب ذكى لديه دراية عظيمة بالسيارات
    Bu insanların farkında bile olmadıkları şeyler; kadınlara kapı açmak gibi... Open Subtitles أشياء الأشخاص ليسوا على دراية بها حتى مثل فتح الباب للمرأة
    Konferans tercümanları, bunun farkında olurlar ve sahne arkasında hiç böyle olmaması için istekli bir şekilde çalışırlar. TED مترجو المؤتمرات هم أكثر الناس دراية بهذا ويعملون وراء الكواليس باجتهاد لضمان عدم وقوع ذلك.
    Ben başka bir alemde ve zamanda olduğumuzun gayet net farkındayım. Open Subtitles إنّي على دراية تامّة بأنّنا في عالم ذي بعد زمنيّ مختلف.
    Bir ekonomist olarak tabii ki gelişmenin, ticarete açılmanın gelişmekte olan ülkeler için çok iyi olduğunun farkındayım. TED لذا من الواضح أنني كخبيرة إقتصادية على دراية عميقة بحقيقة أن التنمية و الإنفتاح التجاري هو أمرٌ جيد للدول النامية
    Herkes bu civarda ne olup bittiğini bilir. Open Subtitles كل شخص هنا على دراية تامة بما يحدث في هذا الحي , انت تعلم
    Uçak korkusu Zinos, biliyorsun. Open Subtitles أنا أخاف من الطيران، أنت على دراية بذلك.
    Buradaki herkesin, benim resimlerime aşina olduklarını zannetmiyorum. TED أنا لست متأكد بأن كل شخص هنا على دراية بصوري.
    Hepimizin Başkan'ın önceki eşiyle alakalı soruşturmalardan ve suçlamalardan haberi var. Open Subtitles كلنا على دراية بالإدعائات والإتهامات التى تحيط بزوجته السابقة
    Bu ise en iyi psikiyatrist tarafından yazılmış olmalıydı, bir kürsü arkasındaki küçücük bir figürü bilen. TED لا ان كاتب هذا التعليق أفضل طبيب نفسي على الإطلاق يكون على دراية بهذا الأمر الدقيق لشخص خلف المنبر.
    haberin var mı bilmiyorum, ama bu genç bayan bu yılın kitabını yazmış olabilir. Open Subtitles لا أعرف إذا كنت على دراية لكن هذه السيدة الصغيرة ألفت كتاب يمكن أن يكون كتاب العام
    Seni lime lime ederken aynı zamanda da tırnaklarımı törpüleyebileceğimi ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles كلانا على دراية بقدرتي على تقطيعكَ أشلاءً. و أنّ أزيّن أظافري بنفس الوقت.
    Bana yalan söylediğini biliyorum. Tapular ve hesap defterinden haberim var. Open Subtitles أعرف بأنّك قد كذبت عليّ وأنا على دراية بتلك العقود والدفاتر
    Bir sonraki muazzam çağ ise, hepinizin tanıdık olduğu, muazzam bilgi devrimi. TED المرحلة المقبلة العظيمة ، التي جميعكم على دراية بها ثورة المعلومات الهائلة.
    Annesi, Reuben'ın kız kardeşi, Charles'ın aklı başında olmadığını biliyordu. Open Subtitles و الدته و التي هي أخت ً روبن ً و التي كانت على دراية بعدم نضج ً ليفرسون ً
    Aikido ve Jujitsu hamlelerinin Japonca isimlerini biliyorsundur sanırım. Open Subtitles نفترض بأنكِ علي دراية بالاسماء اليابانية للأيكيدو وحركات الجوجيتسو
    Ne olduğumu biliyor, senin vampirleri bildiğini de biliyor. Open Subtitles إنها تعلم ما أكون و تعلم أنكَ على دراية بشأن مصاصين الدماء.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus