Öncelikle birbirlerine yüksek derecede sosyal duyarlılık gösterdiler. | TED | أولًا، اظهروا درجة عالية من الحساسية الأجتماعية نحو بعضهم البعض. |
Amerika hakkında sevmediğim şey, yüksek derecede kişisel tatminle karışık boş laf peşinde koşulması. | Open Subtitles | ..الذي لا يعجبني في أميركا هو السعي وراء الكلام الفارغ ..جنباً إلى جنباً مع درجة عالية |
Şimdi onun yüksek derecede organize olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف الآن ان لديه درجة عالية من التنظيم |
Bu kişi pozitif ifade konusunda görece yüksek bir puan aldı. | Open Subtitles | تحصل هذه المرأة بوضوح على درجة عالية في قوة المشاعر الإيجابية |
Uyumlu bir ekip halinde saldırmak yüksek düzeyde sosyal işbirliği gerektirir ve bu da memelilerin özelliklerinde biridir. | Open Subtitles | الهجوم كفريق متماسك يتطلب درجة عالية من التعاون الاجتماعي، وذلك اختصاص آخر من اختصاصات الثديّات. |
İki belgede yüksek derecede benzerlik gösteren özel ifadeleri ve kelime seçimlerini arıyorduk | Open Subtitles | كُنّا نَبْحثُ عن العبارات التمييزية و إختيار كلمة مع وجود درجة عالية من التشابه فى كلا المستندين |
Mikroskopik analiz yüksek derecede morfolojik bütünlük gösterdi. | Open Subtitles | التحليل المجهري، اظهر درجة عالية من أجراءت السلامة البيولوجية |
Ve İslam hastane içinde yüksek derecede bir dini hoşgörüyü fiilen teşvik etti, şimdilerde modern seküler bir toplum için veri kabul ettiğimiz bir şey. | Open Subtitles | وداخل المشفى، يحثّ الإسلام على درجة عالية من التسامح شيء نعتبره بديهياً في المجتمع العلماني الحديث |
Ana fikirleri yüksek derecede sadeleştirme ve soyutlukmuş. | Open Subtitles | بينما كانوا يعرضون موضوعهم على درجة عالية من التبسيط والتجريد |
Troll Çiftçisi; hükümetler, lobiciler, şirketler, suç sendikaları ve fırsat düştükçe, mütevazı bir kaçak adına yüksek derecede koordine edilmiş yanlış bilgi kampanyaları oluşturmak için sosyal medyayı kullanır. | Open Subtitles | المُزارع القزم يستخدم وسائل التواصل الإجتماعي لإجراء عمليات تضليل ذات درجة عالية من التنسيق لحساب الحكومات وجماعات الضغط الشركات وعصابات الجريمة |
Yüksek bir puan alacaksın-benim ki kadar değil- ama her şey iyi olacak. | Open Subtitles | . . عليكِ أن تحصلي على درجة عالية . . لكن ليس أعلى مني |
Pinball bu. Ve yüksek puan bende. | Open Subtitles | ومن الكرة والدبابيس، ولقد على درجة عالية. |
Dergi içindeki aptalca şeylerden bir diğeri, ama her seferinde çok yüksek puan elde ediyorum. | Open Subtitles | ولكن دائما ما أحصل على درجة عالية |
MRI yaptırdı ve gerçekten yüksek düzeyde beyin aktivitesi gösterdi. | Open Subtitles | ذكاء آينشتاين. لقد قام بالتصوير المغناطيسي، ولقد اظهرت درجة عالية من النشاط في الدماغ. |
Sesinde yüksek düzeyde endişe var. | Open Subtitles | صوته به درجة عالية من القلق والأجهاد |