Adam öğreniyor ki bardağın içine Gözyaşlarını akıtırsa, Gözyaşları inciye dönüşüyor. | Open Subtitles | وعرف أنه إذا بكى بالكوب تتحول دموعه إلى لألىء |
Üstelik, onun Gözyaşları düzeldiğini gösterir. | Open Subtitles | علاوة على ذلك دموعه تشير بأنه قد ندم. |
Aktörün Gözyaşları ve kahkahası... böylece insanlar onun sanatçı olduğunu görebilir. | Open Subtitles | ضحكه و دموعه لذلك يراه الناس بأنه فنان |
Gözyaşlarını silen senin elin miydi? | Open Subtitles | أنا منحته الحب أكانت يدك هى التى تجفف دموعه ؟ |
Gözyaşlarını silen senin elin miydi? | Open Subtitles | أنا منحته الحب أكانت يدك هى التى تجفف دموعه ؟ |
Göz yaşlarını mendille sildi. | Open Subtitles | و لكن هذا هو المنديل الذي استعملته لمسح دموعه |
Bonnie'nin telefonunu kapattırdı. Gözünde yaş kalmayana dek ağladı ve içindeki tüm derdi kederi boşalttı. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ألغى خطّ (بوني) الهاتفيّ، وبكى حتّى جفّت دموعه |
Dikiz aynam buğulanmış mı yoksa arkada biri mi ağlıyordu? | Open Subtitles | هل كانت مرآتي مضببة أم أن شخص ما كانت دموعه تسيل على وجنتيه ؟ |
Gözyaşları, aletinin işini görüyor. | Open Subtitles | دموعه سيستغلها حتّى كمرطّب |
Gözyaşları hayatımdan daha değerli olan kim? | Open Subtitles | من دموعه اغلي علي من حياتي |
Gözyaşları yanaklarından süzülmüş. | Open Subtitles | دموعه نزلت على خده. |
Şimdiden Gözyaşları içinde. | Open Subtitles | لقد ذرفت دموعه |
Eminim Onun Gözyaşlarını kavanozunda saklamak istiyordu. | Open Subtitles | أرادتْ أَنْ تَجْمعَ دموعه في قنينتِها الصَغيرةِ. |
Silin Gözyaşlarını, terkedilmişlik hissi hafifler böylece. | Open Subtitles | امسح دموعه.سوف يخفف ذلك من شعوره بأنه منبوذ |
Gözyaşlarını fincana akıttığında inciye dönüştüğünü öğreniyor. | Open Subtitles | وعرف أنه إذا بكى بالكوب تتحول دموعه إلى لألىء |
Kanepede yatıp salam dilimiyle Göz yaşlarını silmesini istemiyorum. | Open Subtitles | ولا يمكنني تركه على الأريكة يمسح دموعه بقطع اللحم |
Göz yaşlarını kurulamak ve onu meşgul etmek için bana geri paslıyorsun. | Open Subtitles | لذا لتجفيف دموعه وإبقائه مشغولاً, تريدين إعادة رميه عليّ |
- Ağlayan lanet bir hayalet, Gus. Onun yüzünü göremezsin. Onun Göz yaşlarını göremezsin. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} إنّه شبح يا (غاس)، لا يمكنك رؤية وجهه، أو دموعه. |
Bonnie'nin telefonunu kapattırdı. Gözünde yaş kalmayana dek ağladı ve içindeki tüm derdi kederi boşalttı. | Open Subtitles | ألغى خطّ (بوني) الهاتفيّ، وبكى حتّى جفّت دموعه |
Dikiz aynam buğulanmış mı yoksa arkada biri mi ağlıyordu? | Open Subtitles | هل كانت مرآتي مضببة أم أن شخص ما كانت دموعه تسيل على وجنتيه ؟ |