"دوائه" - Traduction Arabe en Turc

    • ilaçlarını
        
    • ilacını
        
    • ilacı
        
    • ilaç
        
    • Yorbetal
        
    • ilacından
        
    Bak, o orospu çocuğunu diğer hastalara ilaçlarını tükürmelerini söylerken gördüm. Open Subtitles انظر , لقد رأيت هذا الوغد يخبر أحد المرضى ببصق دوائه
    Ama eğer söylediğin doğruysa, yani Harold ilaçlarını almayı kestiyse o zaman bu ölümünün bir nedeni olabilir. Open Subtitles لكن إن كان ما تقوله صحيح, أن هارولد توقف عن تناول دوائه, فهذا يمكن أن يكون عاملاً لوفاته.
    İlaçlarını almıyor ve... ..sadece süt ve peynir yiyor. Open Subtitles انه لا يأخذ دوائه كان ينهي من قبل معمل الالبان نفسه من المحتمل انه ما زال يدخن مادمت لست حوله
    Eğer Bay McMurphy ilacını ağızdan almak istemiyorsa... eminim başka bir şekilde almasının bir yolunu buluruz. Open Subtitles اذا كان السيد ماكميرفي لا يريد ان يأخذ دوائه شفهيا فأانا متأكدة اننا نستطيع تدبر طرق اخري لذلك
    Eğer Bay McMurphy ilacını ağızdan almak istemiyorsa... eminim başka bir şekilde almasının bir yolunu buluruz. Open Subtitles اذا كان السيد \ماكميرفي لا يريد ان يأخذ دوائه شفهيا فأانا متأكدة اننا نستطيع تدبر طرق اخري لذلك
    İlacı olanlar bu kutudan alabilirler. Open Subtitles ولمن يحتاج إلى دوائه الخاص فهو داخل هذا الصندوق
    Cinayet masası dedektifleri kucağında bir ilaç şişesi bulduklarını bildirdiler. Open Subtitles محققوا جرائم القتل أخبرونى أنهم وجدوا دوائه بجانبة.
    İlaçlarını almadığı zamanlarda dengesizlik yapabilir ama böyle davrandığı hiç olmamıştır. Open Subtitles إنه يصبح متقلب المزاج عندما ينسي أن يأخذ دوائه ولكنه لم يتصرف هكذا قط
    Doktor, ilaçlarını aldığı müddetçe asla hastaneye gitmesinin gerekmeyeceğini söyledi. Open Subtitles الطبيب قال طالما أنه مستمر بتناول دوائه ليس عليه أن يذهب للمستشفى بعد ذلك.
    Görünüşe göre biri ilaçlarını almayı unutmuş. Open Subtitles يبدو أن هناك شخص ما لم يأخد دوائه
    Tedavi olmayı kabul etti. İlaçlarını alacak. Open Subtitles يفترض به أن يأخذ دوائه تخلف عن ذلك
    Bu sabah ilaçlarını içmeyi unutmuş olacak. Open Subtitles أعتقد أنه نسي تناول دوائه هذا الصباح
    Günde altı kez ilacını vermeyi unutmayın ve kuyruğunu sürekli yukarıda tutun. Open Subtitles تأكّد من أن يحصل على دوائه ست مرات في اليوم وأبق ذيله مرفوعاً.
    Ve şimdi de aptal pilotlarından biri çocuk gibi davranıyor ve ilacını almayı reddediyor. Open Subtitles والان احد اعته طيارنك يتصرف كطفل وترفض تناول دوائه
    Eminim ilacını alıyordur. Muhtemelen, mahkeme almasını emretmiştir. Open Subtitles لقد قام بأخذ دوائه ولكن ربما مطلوب من العدالة
    Freddie Preston ilacını almayı kesti ve tamamen kuduz hale geldi. Open Subtitles ذلك فريدي بريستون قد توقف عن أخذ دوائه ، وأصبح مسعور تماما . كاد أن يقتل زوجته
    Thomas, Charlie'nin ilacını getir. Open Subtitles توماس، اجلب تشارلي ليتناول دوائه.
    Ölene dek o ilacı almalısın! Open Subtitles انت يجب ان تاخذي دوائه كل يوم حتى تموتي
    - Günlük ilacı. - Daha fazlasına mı ihtiyacı var? Open Subtitles أنه دوائه اليومي هل هو بحجة للمزيد؟
    Cinayet masası dedektifleri kucağında ilaç kutusu bulmuşlar. Open Subtitles محققوا جرائم القتل أخبرونى أنهم وجدوا دوائه بجانبة.
    Yorbetal'a ihtiyacımız var anne. Open Subtitles علينا أن نعطيه دوائه, أمي
    Evde doktor var gibi gözüküyor hem de kendi ilacından tatmak üzere olan bir doktor. Open Subtitles يبدو أن ثمّة طبيبٌ في المنزل... على وشك أن يتذوق دوائه الخاص...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus