Gördüğün gibi, suyun üzerinden akmadan önce Girdap yaparak döndüğü bazı gölcükler vardır. | Open Subtitles | كما ترى هناك عدة بحيرات حيت الماء يدور في دوامة قبل أن يتدفق |
Ve bu şey dünyada inşa edilen ikinci Girdap, bir nehir üzerinde iki buçuk metre düşüşün içinde. | TED | وهذا الشئ هو ثاني دوامة يتم بناؤها في العالم، بضخ مترين ونصف من الماء على نهر. |
evrenin sonunda sıkışıp kalacaksan eski bir zaman ajanı ve onun Girdap Kumandası ile sıkışıp kal. | Open Subtitles | فافعل هذا بصحبة عميل زمني سابق ومعه جهازه للمناورة في دوامة الزمن |
Tamam. Görünüşe göre jakuzi bir çeşit enerji girdabı, tamam mı? | Open Subtitles | من الواضح أن الحوض عبارة عن دوامة من الطاقة، صحيح؟ |
Romanımı okumanın,dev bir girdabın içine çekilme gibi olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن يكون القارىء يشعر وكأنه في دوامة كبيرة |
İçinden geçince tüm Girdap'ı görebilirsin. | Open Subtitles | ومن خلالها يمكن رؤية دوامة الزمن بأكملها |
Yarattığı kararsız Girdap o cebin içine doğru genişleyebilir ve hatta daha da geniş bir oyuk açabilir. | Open Subtitles | ستتولد دوامة غير مستقرة يمكنها ان تسمح بامداد التجويف وتصنع كهف كبير |
Zaman Girdap'ının tüm enerjisini emdim. Kimse buna dayanamaz. | Open Subtitles | لقد امتصصت كل الطاقة في دوامة الزمن ولا يجب أن يفعل هذا أي شخص |
Çalıntı teknolojiyle. Ellerinde bir Zaman Ajanı'nın Girdap aygıtı var. | Open Subtitles | تقنية مسروقة ، فلديهم جهاز مناورة في دوامة الزمن خاص بأحد العملاء الزمنيين |
evrenin sonunda sıkışıp kalacaksan eski bir zaman ajanı ve onun Girdap Kumandası ile sıkışıp kal. | Open Subtitles | فافعل هذا بصحبة عميل زمني سابق ومعه جهازه للمناورة في دوامة الزمن |
İçinden geçince tüm Girdap'ı görebilirsin. | Open Subtitles | ومن خلالها يمكن رؤية دوامة الزمن بأكملها |
Geri geldi. Tardis'in kalbini açıp, Zaman Girdap'ının enerjisini kendine kattı. | Open Subtitles | لكنها عادت وفتحت قلب التارديس وامتصت دوامة الزمن نفسها |
Evet beyler, burası oyalanma girdabı. | Open Subtitles | حسناً يارجال هذا المكان عبارة عن دوامة إلهاء |
Aylarca denizde kaybolduktan sonra, yavaşça çöplerin toplaştığı büyük bir girdabın içine sürüklenir. Bu bölge Büyük Pasifik Okyanusu'nun Yüzen Çöp Adası olarak adlandırılır. | TED | بعد تيهانها لشهور في البحر فإنها تنجذب ببطء إلى دوامة حيث تتراكم فيها النفايات في مكان يُسمى برقعة القمامة الهائلة في المحيط الهادي |
İsveçli fizikçiler tam akışkan vorteks deneyimizi ilk yapan olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | فريق سويدي من الفيزيائيين يحاول تنفيذ تجربة دوامة الموائع الفائقة خاصتنا قبلنا |
Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım. | Open Subtitles | وكان لي فكرة أن هيلموت لفتت لي في دوامة الانحراف |
Böylece burada bir duygular ve depresyon ve daha başka şeyler girdabında, durumun vehametiyle, şifa, sağlık ve mutluluk olan bir yere gitmeyi dileyerek çırpınıyordum. | TED | وها انا ذا اتخبط في دوامة من المشاعر والاكتئاب وما الى ذلك من فداحة الامر راغبة في الذهاب الى مكان حيث الشفاء، الصحة و السعادة |
Zaman Girdab'ını alıp kafasına boşaltıp, onu toza dönüştürdüm. | Open Subtitles | ... وأخذت دوامة الزمن وصببتها بداخل رأسه وجعلته غباراً |
Her gecekondu bölgesinde atlıkarınca misali dönen böyle pek çok paylaşım ekonomisi var. | TED | وهناك اقتصادات تشاركية أخرى نتطلع إليها - مثل دوامة الخيل الموجودة بمدن الصفيح. |
Nehrin diğer kanadında, dört salımız girdaba rastladı. | Open Subtitles | على الجانب الآخر للنهر، سقطت إحدى طوافاتنا في دوامة |
Kadınların buna saplanıp kaldığını düşünüyorum suçluluk girdapları ve birbirlerini kıskanmaları gerçeği görmelerini engelliyor. | Open Subtitles | اعتقد فقط ان النساء متورطات بهذا الشعور من دوامة الذنب والغيرة مع بعضهن البعض والذي يمنعهن من رؤية الاوضاع بشكل واضح |
- Teknik olarak, hiçbir yerde değiliz. Zaman girdabının içine çekildik. | Open Subtitles | تقنيا، لسنا في أي مكان لقد تدفقنا إلى دوامة الزمن |
Anneniz, zaman girdabından bir ormanı geçiriyor. | Open Subtitles | والدتك تقود غابة عبر دوامة الزمن |
Alice, eğer yanılmıyorsam, bu Hayat Atlıkarıncası. | Open Subtitles | (أليس)، أذا لم اكن مخطئة فهذهِ دوامة الحياة |
Bu öfke ve suçlama sarmalının sonu, bu yıkıcı ve baştan çıkarıcı itkilere teslim olmayı reddeden bir kişiyle başlıyor. | TED | نهاية دوامة الغضب واللوم هذه تبدأ بشخصٍ واحدٍ يرفض أن يغوص في هذه الانفعالات المثيرة والمدمرة. |