Evrenimizin yapı taşları olan galaksilerin oluşumunda kritik bir rol oynadılar. | TED | بل لعبت دورًا محوريًا في عملية تكوين المجرات، اللبنات الأساسية لكوننا. |
der. Yani ben inanıyorum ki din temelli organizasyonlar Afrika'da sosyal bir etki yapmada kritik rol oynuyor. | TED | لذلك أعتقدُ بشده بأن لدى المؤسسات الإيمان المعتمد دورًا مهمًا لتلعبه لدفع التأثير الاجتماعي في أفريقيا. |
Şehirler ve belediye başkanları, geleceğin liderleri olarak çok önemli rol oynayacaklar. | TED | المدن والعمد سوف يلعبون دورًا مهمًا كقائدين للمستقبل. |
Kimsenin rolü küçük değildir; herkesin rolü önemlidir. | TED | لم يكن دور أي أحد صغيرًا لعب كل واحد دورًا حيويًا. |
O aldatılmada haince bir rolüm olduğunu da itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | وعليّ الاعتراف أنني لعبتُ دورًا قاسيًا في صنع هذا الوهم |
Kadınları okutma algısının eksikliğiyle birleşen bu şey, bu durumun aklımıza kazınmasında büyük rol oynadı. | TED | هذا بجانب افتقار الاهتمام بتعليم المرأة الذي لعب دورًا رئيسيًا في نقش هذا الأمر بداخل عقولنا |
Yolculuğunuzda size yardımcı olan herkesin hedeflerinize ulaşmada büyük rol oynadığını anlamanız gerekiyor. | TED | فيجب أن تفهموا أن كل من يساعدكم في رحلتكم يلعب دورًا كبيرًا في إيصالكم لأهدافكم. |
Bu sempatiyle, yepyeni bir alan tasarladı, tıbbın acıyı bilmesinde önemli bir rol oynadı. | TED | ونتاجًا لهذه العاطفة، أدار مجالًا جديدًا كليًا لعب دورًا عظيمًا في جعل الطب يعترف بالألم منه وبسببه |
Ayrıca kostümlerin hikâye anlatımında önemli bir rol oynadığını işin başında öğrendim. | TED | كما تعلمتُ مبكراً أيضاً أن الأزياء يمكنُ أن تلعب دورًا مهماً في سرد القصص. |
Son söylemek istediğim akıl hocaları ve insanlar konusunda talihim yaver gitti, hayatımda önemli rol oynadılar. | TED | آخر شيء أود قوله هو أنني كنتُ محظوظًا جدًا بالمدربين والناس الذين لعبوا دورًا مهما في حياتي. |
Ve bu bana, genel manada fakirlerin hapsedilmesinin borçlu hapsi bağlamının dışında, adalet sistemimizde bariz ve merkezi bir rol oynadığını hatırlattı. | TED | وذكَّرني هذا بأن سجن الفقراء عموماً، حتى خارج سياق سجن المدينين، يلعب دورًا واضحًا جدًا ومركزيًّا في نظامنا القضائي. |
Araştırmacılar beynin karışık yapısının kilit rol oynadığını düşünüyorlar. | TED | يعتقد الباحثون أن تركيب الدماغ المعقد يلعب دورًا رئيسيًا. |
Kısaca, dev midyeler kendi resif evlerinin sakini olarak çok büyük bir rol oynuyorlar ve varlıkları resifleri sağlıklı kılıyor. | TED | باختصار، تلعب المحّارات العملاقة دورًا رئيسيًّا فعالًا كسكان لشعبهم المرجانية الخاصة، ومجرد وجودهم فقط يساهم في إبقاء الشعب المرجانية صحيّة. |
İlaçlar üzerinde de rol oynayabilir, örneğin vücudun belli bir kısmına invasif olmayan bir ilaç veya gen aktarımı söz konusu olduğunda. | TED | يمكن أن تلعب أيضًا دورًا في الأدوية، مثلاً، كوسيلة إيصال غير جراحية للأدوية والچينات لأجزاء محددة من الجسم. |
Bunun için dünya çapında işbirliği lazım ve bu noktada Twitter bir rol oynayabilir. | TED | هذه المشاكل تتطلب تنسيقًا حول العالم، وهذا هو الموضع الذي أعتقد أن تويتر يمكن أن يلعب دورًا فيه. |
Düzgünce yapıldığında yenileyici okyanus yetiştiriciliği, okyanuslarımıza, iklimimize ve kendimize yardımcı olmada önemli bir rol oynayabilir. | TED | إذا تمت على نحو سليم، يمكن لزراعة المحيط التجديدية أن تلعب دورًا حيويًا في مساعدة محيطاتنا، مناخنا، ونحن. |
Daha da şaşırtıcı olan, yeni bir çalışma gözlerimizdeki ışık alıcılarının dolaşım sistemimizde rolü olduğunu buldu. | TED | وعلى نحو مفاجيء أكثر، أظهرت دراسة حديثة أن مستقبلات الضوء التي في أعيننا تلعب دورًا أيضًا في أوعيتنا الدموية. |
Fark ettim ki tüm insanlığın yüzleştiği en büyük problem olan iklim değişikliğinin çözülmesi konusunda bir rolüm olabilecekti. | TED | إذ أدركت أن بإمكاني أن أؤدي دورًا في حل إحدى أكبر المشكلات التي تواجهها الإنسانية اليوم، ألا وهي مشكلة التغير المناخي. |
Yılda iki ila üç bin dolar önemli bir miktar. | TED | مبلغ 2000 إلى 3000 دولار سنويًا تؤدي دورًا كبيرًا |