"دومًا في" - Traduction Arabe en Turc

    • her zaman
        
    • hep
        
    Benim misyonum her zaman harika açık alanlar yaratmaktı. TED مهمتي كان دومًا في تكوين أماكن عامة رائعة
    Mahallelerde her zaman ortaya çıkan bir başka sorun ise: Hız. TED وبذلك تطرأ قضية أخرى دومًا في الأحياء وهي السرعة.
    PCR ve immünoanalizler her zaman daha doğru ve verimli olma sürecindedir. TED الـ بي.سي.آر والتحديدات المناعية كانتا دومًا في طريقهما لأن تصبحا أكثر الفحوصات دقّة وكفاءة.
    Amerika'yı görmeyi hep istemişimdir, en azından artık bir planım var. Open Subtitles كنت أرغب دومًا في رؤية أمريكا فعلى الأقل لدي خطة الآن
    Bu çocuk hep beni doğru yola sevkeder koşulsuz çekip çevirir. Open Subtitles هذا الفتى يدفعني دومًا في الطريق الصحيح و يجذبني بدون شروط
    Sana şunu söyleyeyim evlat. Sonunda her zaman kahramanlar kazanmaz. Open Subtitles دعني أخبرك بشيء يا بنيّ لا يربح الأبطال دومًا في النهاية
    Hayır, anlamadın. Savaştayız. her zaman savaştaydık. Open Subtitles لستَ تفهمني، إننا في خضام حرب، لطالما كنا دومًا في حرب.
    Yaptıklarımın cezasını çekmekte her zaman kötü oldum, o yüzden bildiğim tek şekilde başa çıktım ben de. Open Subtitles كنت فظيعًا دومًا في مواجهة الموسيقى فتعاملت معها بالطريقة الوحيدة التي أعرفها
    Bu her zaman aklımızda tutmamız gereken bir şey: Her kamu görevlisi -- bilin bakalım -- onlar bizim için çalışıyorlar. TED وهذا شيءٌ علينا أن نبقيه دومًا في الحسبان: كل موظفٍ حكومي... احزروا ماذا... إنهم يعملون لخدمتنا.
    Biz bunu kütüphane departmanı olarak her zaman yapıyoruz. Open Subtitles نفعلها دومًا في دائرة المكتبة.
    her zaman tetikte olmalısın. Open Subtitles يجب أن تكون دومًا في حالة تأهب
    - Evimizde her zaman yerin var. Open Subtitles أنت محلّ ترحاب دومًا في بيتنا.
    her zaman içinde seninle olacağım hayaletinde. Open Subtitles سأكون موجودًا معك دومًا في كيانك
    Bu, Mississippi Nehrinin bugün aşina olduğumuz yolu, fakat her zaman bu yönde ilerlemedi. TED فهذا هو مسار (المسيسيبي) المألوف لنا اليوم، لكنه لا يتدفق دومًا في هذا الاتجاه.
    her zaman günü yaşarım -- "Bugün"ü severim. TED أعيش دومًا في الحاضر -- أحب الحاضر
    - Uçarken her zaman ayık kalırım. Open Subtitles -أنا أبقى متيقظًا دومًا في الطائرة
    Büyürken hep orduya katılmak istemiştim. TED وكبرتُ وأنا أرغبُ دومًا في الالتحاق بالعسكرية
    Ben bu açıklamanın tamamını sorguluyorum ama beni aramadan önce ne bulduklarını hep merak ediyorum. TED إني أشكك في الفرضية برمتها بشأن هذا الجزء، و لكنني مهمتمة دومًا في سماع ما يتوصلون إليه قبل التواصل معي.
    Senin yönetimini seyrettim, ve şunu öğrendim ki kimseye güvenmezsen, hep korku içinde yaşarsın. Open Subtitles لقد شاهدتُك تحكُم، ولقد تعلّمتُ أنّك إن لم تثِق بأحد، فستعيش دومًا في خوف.
    hep yanımızdaydın. Benim için ailem için ve nedense bunun nedenini hiç sormadım. Open Subtitles كنت دومًا في الميعاد من أجلي ومن أجل أسرتي.
    hep yanımızdaydın. Benim için ailem için ve nedense bunun nedenini hiç sormadım. Open Subtitles كنت دومًا في الميعاد من أجلي ومن أجل أسرتي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus