Bana dikte ettirdiği şekilde size mektubu yazdım, ancak ne danışacağına dair hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | لقد دونت لك رسالة كان يمليني اياها لكن لم تكن لدي فكرة لماذا كان يريد استشارتك |
Tamam, her şey hazır. Basit komutlar yazdım ki herkes anlayabilsin. | Open Subtitles | حسناً ، أنت جاهز دونت الأوامر الأساسية ليفهمها الجميع |
Sonra birkac farkli Incil okudum, bulabildigim her kaideyi not aldim. | TED | ثم نزلت و قرات عدة نسخ و دونت كل قانون استطعت ايجاده |
not almaktan bahsetmişken bu gece ne kadar güzel olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | هل دونت ملاحظة توضح كم أنتِ جميلة الليلة؟ |
Lanet olsun, Donut. Üvey annemle başım yeterince dertte zaten. | Open Subtitles | اللعنة يا (دونت) لديّ ما يكفي من المشاكل مع الآنسة (آنا) |
Don't Look Back'teki Bob Dylan' andryor. | Open Subtitles | روسل في مزاج سئ. إنه أشبه ب بوب ديلن في "دونت لوك باك". |
Daha birçok alıntını yazmıştım ve bir sürü parlak, zekice fikir de vardı ama evime giremedim. | Open Subtitles | دونت الكثير من الاقتباسات لك وكان لدي وفرة من الأفكار المدهشة، الرائعة، لكن عجزت عن دخول منزلي زوجتي منعتني |
Milyarlık alışveriş yapana bedava şekerli Çörek. | Open Subtitles | كعك دونت مجاني مع كل عملية شراء ببليون دولار |
Cep telefonumdan istediğiniz zaman arayabilirsiniz. Numarayı yazdınız mı? | Open Subtitles | يمكن الإتصال بي على هاتفي النقال في أيّ وقت، هل دونت ذلك الرقم؟ |
Bu rüyalarımın bazılarını kurgusal şekilde yazdım. | Open Subtitles | لقد دونت بعض هذه الأحلام في صورة قصصية |
Doktorların söylediği her cümleyi yazdım, birçok farklı terminoloji öğrendim. | Open Subtitles | دونت كل كلمة قالوها الأطباء... المصطلحات المختلفة تعلمت الكثير |
Şey, biz... bir arkadaşı ziyaret ediyorduk ama sanırım adresi yanlış yazdım. | Open Subtitles | حسنٌ، نحن... نزور صديق، ولكن أظنني دونت العنوان خطأ. |
Umarım öyledir çünkü çoktan numaramı yazdım. | Open Subtitles | آمل ذلك لأنني دونت رقمي بالفعل |
Eğer görmek isterseniz bir kaç not aldım. | Open Subtitles | لقد دونت بعض الملاحظات لو تحب أن تقرأها سيدى |
Haklarındaki her şeyi öğrendin her hareketlerini çalıştın... ..ve not ettin. | Open Subtitles | درست كل حركاتهم و من ثم دونت كل ذلك هل يمكننى الحصول على كوب ماء ؟ |
Web sitesini not ettim. | Open Subtitles | لقد دونت عنوان الموقع الإليكتروني الخاص بهم |
- Hey, Donut. Git Minik Kevin'e söyle. - Arabaya göz kulak ol. | Open Subtitles | دونت) ، إذهب عند (كيفن) الصّغير) - حسنا ، راقب سيارتي - |
Acıtan Donut'ı sever misin? | Open Subtitles | -هل تريد دونت ؟ |
- Hey Donut, büyüksün adamım. - Baksana, Donut... | Open Subtitles | دونت) ، أيها المجنون) - (دونت) - |
Şimdi, bir keresinde ben bırakıyordum ama sizler beni "Don't Stop Believing" ile geri getirdiniz. | Open Subtitles | الآن , كنت سأنهيها سريعا "لكنكم يا رفاق ارجعتموني مع " دونت ستوب بليفن |
- Numarasını yazmıştım. - Peki senin için yeni randevu alırım. | Open Subtitles | دونت الرقم حسنا، أنا سوف اقوم بأخذ موعد اخر لكِ. |
Bir kayıp ihbarı vermek istiyorum. Çörek kartı kayboldu. | Open Subtitles | اريد ان ابلغ عن عربة دونت مفقودة |
Müvekkilimi fiziksel olarak muayene ettiğiniz zaman, ...kafa yaralanması ile ilgili olarak dosyasına ne yazdınız? | Open Subtitles | حين فحصت موكلي ماذا دونت في الملف بخصوص إصابات الرأس؟ |