- Evet. İkimiz de diğerine hiçbir şey söylemeden tek başına halledecekti. | Open Subtitles | نعم، ننطلق فجأة على انفراد كالذئاب دون أن يقول أحدنا شيئاً للآخر |
Bir öğleden sonra, tek kelime söylemeden, çekip gitti. | Open Subtitles | قاد سيّارته زوال ذات يوم دون أن يقول شيئاً. |
Sabah bana hiçbir şey söylemeden gitti. | Open Subtitles | في الصباح كان قد خرج دون أن يقول أي شيء لي |
Nasıl olur da hiçbir şey söylemeden kaçar, aklım almıyor. | Open Subtitles | أنا لا أفهم كيف غادر من دون أن يقول أي شيء؟ حسنا, سأقود السيارة بنفسى. |
Garip saatlerde nereye gittiğini söylemeden elçilikten ayrılıyor. | Open Subtitles | يغيب عن السفارة لساعات دون أن يقول إلى أين هو ذاهب |
Hangi menajer hiçbir şey söylemeden gidebilir? | Open Subtitles | أي مدير أعمال هذا الذي يرحل دون أن يقول كلمة؟ |
Kavgadan sonra babam hiçbir şey söylemeden yatar. | Open Subtitles | إذا تشاجرا، يظل جالساً دون أن يقول شيئا |
Hiçbir şey söylemeden ayrıldığını mı söyledi? | Open Subtitles | وقالت انه غادر دون أن يقول أي شيء؟ |
Hiçbir şey söylemeden CTU'dan ayrıldı. | Open Subtitles | لقد غادر الوحدة دون أن يقول شيئاً |
- Hiçbir şey söylemeden gittin. | Open Subtitles | مهلا، فمن لي. تركت دون أن يقول أي شيء. |
Nereden geldiğini söylemeden bizim laboratuvarda test ettiremem. | Open Subtitles | ولكن لا يمكنني أن أطلب مختبرنا، لاختباره دون أن يقول أين هو من... |
(Gülüşmeler) Ancak, benim kültürümde bir deyiş vardır eğer bir tomurcuk, bir ağacı bir şey söylemeden terk ederse bu tomurcuk, genç bir tomurcuktur. | TED | (ضحك) لكنهم في ثقافتنا يقولون ،لو أن هنالك برعم غادر الشجرة دون أن يقول شيئاً هذا البرعم هو أصغرهم. |
Bir şey söylemeden çıktı. | Open Subtitles | لقد غادر دون أن يقول أي شيء. |
Sonra da hiçbir şey söylemeden ayrıldı. | Open Subtitles | دون أن يقول أي شيء . |