Lomax onu bedavaya da öldürür. | Open Subtitles | ربما سيأتي لوماكس هنا ويقتله انتقاما دون مقابل |
Kasiyer, Bayan Basia, beni gözdesi yaptı, ve bedavaya içeri girmeme izin verdi. | Open Subtitles | جعلتني حيوانها المدلل وتركتني ادخل دون مقابل |
bedavaya tamir edecek hali yok ya? Ya bizden birkaç yüzlük falan isterse? | Open Subtitles | ... حسناً هو لن يصلحه دون مقابل أعنى ماذا لو طلب مائتى دولار؟ |
Ama bunu bedava izleyemezsin. | Open Subtitles | إن كنت تظن بأنك ستشاهد من دون مقابل فأنت مجنون |
Sen ona boş yere açık çek vermedin. | Open Subtitles | لم تمنحيه تصريح حرّية دون مقابل. |
En değerli varlığınız, sizin için Ücretsiz çalışmak isteyen binlerce insandır. | TED | أثمن أصولكم هم الآلاف من الناس الراغبين في العمل عندكم دون مقابل. |
Bence Grace'in hatırına bana odayı bedelsiz verdi. | Open Subtitles | ثمانية شيلنغات أسبوعياً أعتقد أنها كانت لتعطيني إياها دون مقابل من أجل جريس |
Eğer o kadar belgeyi bir hiç uğruna düzenlediysem, birilerini vurmam gerekir. | Open Subtitles | إن قمت بكل الأعمال الكتابية دون مقابل سأطلق النار على شخص ما |
Ülkeme olan karşılıksız aşkımın hatırası. | Open Subtitles | إنها هدية تذكارية من حبي للوطن دون مقابل. |
Özür dilerim. Boris, biliyorsun ki bu işi bedavaya yapmıyorum. | Open Subtitles | عن اذنك, انت تعلم انا لا اعمل دون مقابل , بوريس |
bedavaya. İstediğini al. | Open Subtitles | لا تدفعي شيئاً، خذي مايحلو لكِ دون مقابل |
Evet, bunu bedavaya yapıyorum. | Open Subtitles | نعم ، أنا أعمل على هذه القضية تطوعا من دون مقابل |
bedavaya hatalar yaptığımız pek çok geceler olmuştur hepimizin hayatında. | Open Subtitles | أمضينا جميعًا ليالي اقترفنا فيها غلطات من دون مقابل. |
Boş versenize, gizlilik bedavaya da olur. Bize gereken, rüşvet parası. | Open Subtitles | يمكنك أن تحصل على هذا دون مقابل لكن نريد مالاً للرشاوي, إنها تسرع الأمور |
bedavaya çalıştığım günlerden kalan borcunuza ihtiyacım var. | Open Subtitles | اليكم الصفقه, عليكم ان تردوا الدين الذى تدينون لى به عندما كنت اعمل دون مقابل |
bedava yeni bir eve taşınmanıza izin verebilecek yeni bir reality şov duydum. | Open Subtitles | سمعت عن أحد برامج الواقع حيث يدعونك تسكن فى بيت دون مقابل. |
Ama kanepesinde bedava kalmama izin veriyor. | Open Subtitles | ولكنه يسمح لى بالنوم على اريكته دون مقابل |
Kimsenin bedava bir şey yapmayacağını tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | - كان يجب أن أعرف أنه لا يوجد من يقدم خدمة دون مقابل |
Bunun boş yere olmadığını sana söyleyecektim. | Open Subtitles | كنت سأخبرك أن هذا لن يكون دون مقابل |
Aile terapisti ve bizimle Ücretsiz olarak görüşmeyi kabul etti. | Open Subtitles | اعلم امراة هي معالجة مشاكل عائليه وهي علي استعداد للعمل معنا دون مقابل |
bedelsiz bir şey değil bu, tatlım. | Open Subtitles | ليس دون مقابل يا عزيزي. حان الوقت لعقد صفقة. |
Onu bir hiç uğruna öldürmedik. Bize paramızı ver. | Open Subtitles | نحن لم نقتله دون مقابل أعطنا النقود |
En akıllısı olmasam da sokakları tanırım... kimsenin kimseye karşılıksız bir şey vermeyeceğini bilirim... özellikle de senin gibi birinin. | Open Subtitles | لست الأذكى لكنني إكتسبت خبرتي من الشارع وأعلم أنه لا أحد يعطيك أي شيء دون مقابل خصوصاً شخص مثلك |
Hadi ama, unutma ki bu işi beleşe yaptım. | Open Subtitles | هيا , دعينا لا ننسى أنني فعلت هذا من دون مقابل |
Kilise cemaatinin üyesiydi, karşılık beklemeden kayıtları tutardı. | Open Subtitles | لقد كان منغمساً للغاية في أنشطة كنيستنا. كان يجري حسابات الكنيسة دون مقابل. |