Bay Doyle vurulduğunda, belki de uykunuz kaçmıştı ve güvertedeydiniz. | Open Subtitles | في ذلك الوقت من إطلاق النار على السيد دويل كان يمكن أن تكون أنت على سطح السفينة ربما غير قادر على النوم |
Bana göre Mike Doyle cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında uyuşturulmuş ve kafasına çivi sokulmuş gibi geldi. | Open Subtitles | يبدو لي بأن مايك دويل كان مخدراًو ضرب رأسه بقضيب معدني خلال أو حالاً بعد جماع جنسي |
Doyle kafayı yemişti ve McCool aptaldı... ama belki de en budalaları bendim. | Open Subtitles | دويل كان معتوهاً، وماكولكانغبياً... ما عداي أنا كنت المغفل الوحيد. |
Bay Doyle, yalnız bırakılmamasını özellikle istedi, dediniz değil mi? - Evet, bir aptallık yapabileceğinden korkuyordu. | Open Subtitles | والسيد دويل كان متلهفا ألا تبقى وحدها |
Bu sabah Dennis Doyle, Kuzey Londra'dan alçakgönüllü bir mağaza çalışanıydı! | Open Subtitles | هذا الصباح... دينيس دويل كان عامل فى محل متواضع من شمال انجلترا |
Doyle, Whitey Bulger'ın sağ koluydu. | Open Subtitles | دويل كان ذراع وايتي بوغلر اليمنى |
Paddy Doyle en azında bazı kurallara göre hareket eden bir Southie'liydi. | Open Subtitles | على الأقل " بادي دويل " كان جنوبي ولعب ببعض القوانين |
- Adım Doyle. | Open Subtitles | انها دويل كان هناك حادث |
Diyelim Doyle'un çocuğu vardı ama senin haberin yoktu. | Open Subtitles | بأفتراض ان (دويل) كان لديه طفل لم تعرف بشأنه |
Doyle 7 yıldır ortada yoktu, ama yine de oyuncuları saptamayı başardı. | Open Subtitles | انظر، (دويل) كان بعيدا لسبع سنوات لكنه تمكن من معرفة اللاعبين |
Doyle'u kötü sanıyorduk. Bir de şuna bakın. | Open Subtitles | نحن ظننا ان " دويل " كان سيئا تحقق منها |
Paddy Doyle'un yakalanma haberi uluslararası haberlerde yayınlandı. | Open Subtitles | القبض على " بادي دويل " كان أخبار دولية |
Çünkü Doyle suç mahallindeydi. | Open Subtitles | لأن دويل كان في مسرح الجريمة |
Tamam, bana Doyle'un arabasındaki paspasları getirmek akıllıcaydı. | Open Subtitles | حسنًا إحضار السجاد من سياره (دويل) كان عبقريًا |
Çünkü bana öyle geliyor ki, Doyle buraya iki adam bağlamış ama onlar iplerinden kurtulmuşlar. | Open Subtitles | لأنني أرى إنّ (دويل) كان يحتجز رجلين هنا ولكنّهم أفلتا |
Doyle'un, kontrol altına alamadığı, sizin kontrolünüz altına aldığınız bir terörist saldırının kurbanı olduğu gerçeği. | Open Subtitles | حقيقة إنّ (دويل) كان ضحيّة الإرهابيين الذين لمْ يتمكّن من التعامل معهم و لكنّكَ تمكّنتَ |
Ajan Doyle, sınırı aştınız. | Open Subtitles | ...(عميل (دويل كان هذا تصرف غير لائق |
Doyle Kwan-Li-so'da mıymış? | Open Subtitles | دويل) كان فى كوان لى سو |