"دَعوتُ" - Traduction Arabe en Turc

    • aradım
        
    • davet ettim
        
    • telefon açtım
        
    Geç kalıyordum o yüzden Rodney'i aradım. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتأخّرُ لذا دَعوتُ رودني على تلفونه الخلوي.
    Rick, seni aradım ama numaran servis dışıydı. Open Subtitles دَعوتُ هذا الصباح وعددكَ ما كَانَ يَعْملُ.
    Aslında kalabiliriz Hava yolu şirketini aradım Open Subtitles حَسناً، في الحقيقة، نحن يُمْكِنُ أَنْ. أنا فقط دَعوتُ شركةَ الطيران.
    Nancy. Gerçek şu. Bu kadınları aradım. Open Subtitles نانسي، نظرة، الحقيقة أنا دَعوتُ بَعْض النِساءِ.
    Bu promosyonal bir masraf, ve yalnız müşterilerimi davet ettim. Open Subtitles أَعطي هذا الشيءِ الكاملِ كنفقة ترويجية. لِهذا دَعوتُ الزبائنَ بدلاً مِنْ أصدقاءِ. قَضاء وقتاً جميلاً؟
    aradım çünkü son gönderdiğimiz programlardan bazılarında sorunlar yaşadık Open Subtitles دَعوتُ بسبب الطلبات على التأجيلِ الأخيرِ.
    Memleketi Tallahassee'den iki numarayı aradım. Open Subtitles دَعوتُ عددين في تالاهاسي، حيث أنَّ هي مِنْ.
    Berkeley'i aradım ve bilim departmanıyla konuştum ve konuyu bilen bir uzman buldum. Open Subtitles دَعوتُ بيركيلي وتَكلّمتُ مع قسم عِلْمِ، ووَجدَ خبيرَي الخاصَ.
    Bir kıza daha ihtiyacı olduğunu söyledi ve ben de Betty'i aradım. Open Subtitles قالَ بأنّه إحتاجَ آخراً البنت، لذا دَعوتُ بيتي :
    Shawn, sen sorgulanırken ben de iki eczaneyi aradım sadece. Open Subtitles شون، دَعوتُ صيدليتان، بينما أنت كُنْتَ أَنْ يُستَوجبَ.
    Valiyi aradım, o da emniyet müdürü kanalıyla işi onayladı. Open Subtitles دَعوتُ الحاكمَ، والحاكم وضّحَه خلال مُديرِ الشرطة.
    Evet, Jimmy'nin gözetim memurunu aradım. Open Subtitles نعم، دَعوتُ ضابطَ إشراف على الجانحين جيمي.
    Bu yüzden ben de arkadışım Maureen'i aradım, onun oda arkadaşının kız kardeşi onun için çalışan hemşireyi tanıyormuş. Open Subtitles لذا دَعوتُ صديقَي مورين، التي أخت شريكِ الغرفة تَعْرفُ a ممرضة التي تَعْملُ لَهُ.
    Doktorumu bunlar başladıktan iki üç hafta sonra aradım. Open Subtitles دَعوتُ طبيبَي حوالي إثنان... ... ثلاثةأسابيعِبَعْدَأَنْ هذابَدأتْ.
    İşin kötüsü' Seattle'da her yeri aradım. O mamadan sadece o Fransız'da varmış. Open Subtitles دَعوتُ في جميع أنحاء سياتل وFrenchy الوحيد الذي يَحْملُ تلك المادةِ.
    Annie'yi aradım. Open Subtitles دَعوتُ آني. هي جميعاً متحمّسة.
    Onu öneren şefi aradım bugün. Open Subtitles دَعوتُ كبيرَ الطبَّاخين الذي أوصاَه لي.
    Onu tutuklamak için göçmen bürosunu aradım. Open Subtitles دَعوتُ INS للرُؤية إذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتمسّكَ بها
    Nina'yı çok kötü bir halde aradım. Open Subtitles دَعوتُ نينا مثل الإنتحاريةِ كلياً
    Bir sorun mu var? Dün gece babamı Sherry ile romantik bir yemek yemesi için eve davet ettim. Open Subtitles حَسناً، ليلة أمس دَعوتُ أَبّاً لإسْتِعْمال شُقَّتِي
    Bu akşamı kutlamak için birkaç sürpriz konuk davet ettim. Open Subtitles بضعة ضيوف مفاجئ ذلك دَعوتُ لمُسَاعَدَة أنت تَحتفلُ به.
    Polise ifademi verdikten sonra gruba telefon açtım. Open Subtitles بَعْدَ أَنْ أعطيتُ بيانَي إلى الشرطةِ، رَفعتُ سماعة الهاتف وأنا دَعوتُ جناحاً فوق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus