O kuyuda çıngıraklı yılan var. Seni onun içine atarım! | Open Subtitles | هناك افاعي ذات الجرس في هذه الحفرة ، سأرميكي فيها |
Adamın, evin köşesinde oturan bir çıngıraklı yılanı vardı. | Open Subtitles | رجل كان لديه أفعى ذات الجرس قابعة في ركن داره |
Mokasen yılanı, çıngıraklı yılan ve mercan yılanı. | Open Subtitles | الأفعى الأمريكية، الحية ذات الجرس و الأفعى المرجانية |
Makosen ve çıngıraklı yılanların zehirleri adama verdiğimiz panzehire yanıt veriyor. | Open Subtitles | كل من الأفعى الأمريكية و الحية ذات الجرس يستجيب لنفس الترياق الذي أعطيناه للرجل |
Diğer çocuklarınıza çıngıraklı yılanın nasıl ses çıkardığını anlatmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تحذري أطفالكِ الآخرين من أصوات الأفاعي ذات الجرس |
Doğu elmas sırtlı çıngıraklı yılanıyla kondom takmadan dalaşmayın. | Open Subtitles | لا تعبث مع الأفعى ذات الجرس من غير أن ترتدي الواقي |
Bir süre önce çıngıraklı yılanlar tadımıza baktı. | Open Subtitles | افعى ذات الجرس داهمتنا في طريقنا |
Bir çıngıraklı yılan. | Open Subtitles | إنها أفعى ذات الجرس |
Evet. çıngıraklı yılan. | Open Subtitles | نعم، الحية ذات الجرس |
O numarayı yapmaya gittik, Steve-O, kıçının lobları arasından çıkacak bir kondomu bir çıngıraklı yılana ısırtacaktı. | Open Subtitles | ذهبنا لكي نفعل هذا الشئ حيث (ستيف أو) كان في الطريق لوضع واقِ في مُؤخرته من بين مؤخرته بواسطة أفعى ذات الجرس |
çıngıraklı mı? | Open Subtitles | الأفعى ذات الجرس ؟ |
Geçen haftasonu, çölde araba yarışı yaptık ve bir çıngıraklı yılan yedik... | Open Subtitles | العطلة الماضية تسابقنا بالسيارات في الصحراء وأكلنا الأفعى ذات الجرس... . |
çıngıraklı yılanlara dikkat et. | Open Subtitles | إحترسي من أفاعي ذات الجرس. |
- çıngıraklı yılan. | Open Subtitles | -الأفعى ذات الجرس |
Bir çıngıraklı yılan var. | Open Subtitles | - هناك افعى ذات الجرس . |