Antlaşmaya göre, o topraklar Bağımsız bir ulustur. | TED | وفقا للمعاهدة هذه الأراضي ذات سيادة مستقلة |
İlk Bağlantı, hiçbir Bağımsız ülkede meydana gelemez. | Open Subtitles | توكلافين لكن لا يمكن أن يقع اللقاء الأول على أي أرض ذات سيادة |
Başka bir Bağımsız devlet olsaydı efendim, müzakereye zorlardım ama K.D.H.C... | Open Subtitles | لو كانت سيدى دولة ذات سيادة كنت اقترح التفاوض ولكن الدى بى ار كى |
egemen bir hükümet olacak... neredeyse hemen. | Open Subtitles | أنه لن يكون هناك حكومة ذات سيادة... على الفور تقريبا. |
Yeni egemen bir ulusun yaratıldığını ilan ediyorum. | Open Subtitles | أعلن قيام لدولة جديدة ذات سيادة |
İlk Bağlantı, hiçbir Bağımsız ülkede meydana gelemez. | Open Subtitles | توكلافين لكن لا يمكن أن يقع اللقاء الأول على أي أرض ذات سيادة |
İş bu vesileyle, Japonya'nın tekrar yasal ve Bağımsız bir ülke olduğunu ilan ediyoruz. | Open Subtitles | بموجب القانون نعلن استعادة اليابان كدولة شرعية ذات سيادة مستقلة |
Bu Bağımsız bir ülkenin bayrağını taşıyan bir konsolosluk uçağı. | Open Subtitles | هذه رحلة طيران قنصلية تطير بعلَم دولة ذات سيادة |
Bağımsız bir ülkenin hava sahasında izinsiz olarak dolaştığımız ortaya çıkarsa iş uluslararası bir boyuta taşınır. | Open Subtitles | إذا تم إكتشاف أننا ننتهك المجال الجوي لدولة ذات سيادة سيتسبب ذلك في كارثة دولية |
Elbette ki, sınır dışı edileni ülkesine geri yollamayı kabul etmek ya da etmemek, ...o Bağımsız ülkenin insiyatifindedir. | Open Subtitles | بالطبع, سيكون ذلك تحت حرية التصرف, لأي دولة ذات سيادة, سواءاً أردتم ذلك أم لا, بقبول من رحِّل بحكم, إلى بلدهم |
- Barış koruyucularını yollayabiliriz. - Çeçenistan Bağımsız değil ki. | Open Subtitles | نرسل جنود حفظ السلام الشّيشان ليست ذات سيادة - |
Küba, sayın delegeler, özgür ve Bağımsız bir şekilde hiç kimseye zincirle bağlı olmadan kendi topraklarında yabancı yatırımlar olmaksızın politik durumları belirleyen işgalci ordu patronlarından uzak bu toplantıda dimdik ayakta durabilmekte ve adı konulmuş bir haykırışın doğruluğunu ortaya koyabilmektedir. | Open Subtitles | كوبا ، زملائي المندوبون حرة و ذات سيادة... بدون سلاسل تقيّدها لأي أحد ... ... |
Bağımsız devletinin tanınmış lideridir. | Open Subtitles | هو قائد معروف لدولة ذات سيادة. |
Biz kendimizi Bağımsız bir güç olarak görüp tanımadığımız sürece Kral Louis'nin bizi bu şekilde tanıması beklenemez. | Open Subtitles | الملك (لويس) لا يمكنه إدراكنا، حتى نقرر بإنفسنا ونأخذ مكاناً صحيحاً كدولة ذات سيادة |
Bağımsız bölge arazisi. | Open Subtitles | أرض ذات سيادة قبلية |
Burası Bağımsız bir ulustur. | Open Subtitles | تِلك أُمّة ذات سيادة. |
- Ve egemen bir ulus. - Bu. | Open Subtitles | وهي ماتزال أمة ذات سيادة - كانت- |