Eğer anne çok acı çekiyorsa, çocuk saçlı olur. | Open Subtitles | عندما تتألم الأم كثيراً، يكون الولد ذا شعر. |
Sarışın, ince saçlı. Avrupalı ya da İskandinav'dı. | Open Subtitles | أشقر، ذا شعر خفيف، آري أو من أوروبا الشماليّة |
Sarışın, ince saçlı. Avrupalı ya da İskandinav'dı. | Open Subtitles | أشقر، ذا شعر خفيف، آري أو من أوروبا الشماليّة |
Moralim ne kadar bozuk olursa olsun, kıvırcık saçlı biriyle çıkmam. | Open Subtitles | لا أهتم كم أنا كئيبة, لن أواعد ذا شعر مجعّد |
Dinle, şu son birkaç günde buralarda dolanan 65 kilo civarı, 1,75 boylarında, siyah saçlı bir adam gördün mü? | Open Subtitles | اسمع، في اليومين الأخيرين هل رأيت رجلاً في الأنحاء هنا بوزن حوالى 63 كيلوغراماً وبطول حوالى 1،79 متر، ذا شعر داكن؟ |
Ve sanırım sadece gençlerin sorabileceği bir şekilde onunla tanıştığımda gri saçlı bir centilmendi, dedim ki '' Neden bunu yaptın? | TED | ويمكنني أن أفترض، كأي مراهق، حينما التقيته، كان رجلا ذا شعر أبيض، فقلت له، "لم قمت بذلك؟" |
Ufacık, kızıl saçlı bir adamdı. | Open Subtitles | لذا هاجمني بمسدس كان قصيراً ذا شعر أحمر |
Şüpheli, kahverengi saçlı beyaz bir erkek. | Open Subtitles | المشتبه به ، ذكر أبيض ، ذا شعر بني. |
Beyaz saçlı zenci. | Open Subtitles | -رجل أسود ذا شعر أبيض |
- saçlı sabun. | Open Subtitles | حساء ذا شعر |