O narsistik ego yapısından dolayı acı çekiyordu, dolayısıyla kelimenin tam anlamıyla soyunu çoğaltmak için bir arzu içerisindeydi. | Open Subtitles | لقد كان يعاني من حب ذات نرجسي، وبالتالي رغبته بنسخ نفسه حرفياً عبر ذريته. |
Ama soyunu burada bitireceklerini hiç bilmiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يعرف أنه يوماً ما ستنتهي ذريته هنا |
Dolayısıyla, aynı zamanda, soyunun kaderi de öyle olmalı. | Open Subtitles | إذن، ربما كان هذا قدر ذريته أيضاً |
Dolayısıyla, aynı zamanda, soyunun kaderi de öyle olmalı. | Open Subtitles | لذلك ربما يكون ذلك مصير ذريته أيضا |
Nasıl oluyor da her baba evlatlarını aşağılama sanatını daha da mükemmelleştiriyor? | Open Subtitles | .. كيفممكنٌأنّ كلّ أب. يتقن فن المذلة على ذريته ؟ |
Onun kendisine refakat etmesini ve şeytan evlatlarını yetiştirmesini istiyor. | Open Subtitles | لأخذها كزوجة، وأم ذريته الشريرة. |
soyunu düşünerek bütün gece gözleri açık yatıyor. | Open Subtitles | انه يوقظ في الليل التفكير في ذريته. |