Ve alt çenesini, dudaklarını, üst çenesini ve dişlerini kaybetti. | TED | وفقد فكه الاسفل ، شفتاه، ذقنه وفكه الاعلى و أسنانه. |
Çok fazla beraber kalmadılar, ancak onun çenesini aldığımı söylerdi. | Open Subtitles | لم يكونا معا لمدة طويلة, ولكنها تقول بان لي ذقنه. |
Okur. 12 kez çenesine dokundurur , ve tekrar okur. | Open Subtitles | إنه يقرؤها يخبط على ذقنه 12 مرة ويقرؤها مرة أخرى |
Muhtemelen çenesine bağlı bir kraliçe arı var ve diğer arılar da ona doğru gidiyor. | TED | من المحتمل أن يكون لديه ملكة نحل معلقة في ذقنه وباقي النحل منجذب لها |
Ağzına bir şey koymadan önce çenesinin her noktasına dokunuyor. | Open Subtitles | طريقته فى أن تلامس كل قضمة ذقنه قبل أن يأكلها |
Ancak, çene derisi daha öncekinin aynısı gibi görünmüyor. | TED | ومع ذلك ، جلد ذقنه لم يبدو كما كان من قبل. |
Çeneni hemen kapatmazsan, Çenesi kıçına değen ilk insan olacaksın. | Open Subtitles | إن لم تخرس ، ستكون أول شخص يلمس ذقنه مؤخرته |
Gaston gibi bir lider Kimsenin çenesinde | Open Subtitles | و لا احد عنده طابع الحسن على ذقنه مثل جاستون |
Millet, bakın! çenesini kaşıdığınızda kulakları oynuyor. | Open Subtitles | أذناه تبدأ في التذبذب إذا قمتم بحكّ ذقنه |
çenesini kesmiş. Küçük bir çocukken böyle şeyler olur. | Open Subtitles | لقد جرح ذقنه , هذا ما يحدث عندما تكون صغيرا |
çenesini biraz kaldırabilir miyiz, lütfen? | Open Subtitles | يمكننا رفع ذقنه حتى قليلا بالنسبة لي، من فضلك؟ |
Kafasını arkaya yatırıp çenesini kaldır. | Open Subtitles | أريدك أن تحني رأسه إلى الخلف وترفعي ذقنه. |
çenesine, yüzüne, vücuduna, her yerine vuruluyordu sanki. | Open Subtitles | يتلقى اللكمات فى ذقنه وجهه وكافة انحاء جسده |
Sen sağına doğru atlayacaksın, sağ kolunla vuracaksın, çenesine yumruk atıp onu yere yuvarlayacaksın. | Open Subtitles | فتتفاداه جهة اليسار تبعد ذراعه جهة اليمين وتضربه فى ذقنه |
Ve hala 2 numaralı kocana onun güzel kahverengi gözlerine ve çenesine benzeyen bir çocuk vermek istediğin hakkında yalan söyleyecek zaman bulursun. | Open Subtitles | لكن بشكل ما تجدين الوقت لتكذبي على زوجك الثاني الذي تريدين حقاً إنجاب طفل منه لديه ذقنه و عينيه البنيتين |
En iyisi masaya oturduğu zaman, çenesinin altına bir mendil koyalım. | Open Subtitles | من الأفضل لنا وضع منشفة تحت ذقنه عندما يجلس إلى المائدة |
Ön ayakları çenesinin altında saklı ve tohumları ağzına yönlendiriyor. | Open Subtitles | أن سيقانه الأمامية تتحرك مختفيه تحت ذقنه وذلك لجرف البذور إلى فمّه |
Birkaç adım geri çekildim, sanki penaltı atacakmışım gibi tam çenesinin altına, tam burasına bir tekme attım. | Open Subtitles | لذا، رجعتُ بضعة خطوات للخلف، كما لو أني سأركل كرة في الميدان، و أضرب رأسه هنا بالضبط، أسفل ذقنه بالضبط |
Günaydınla hoşçakal arasında biryer zamanın kıymığının battığı sonsuz, bakir bir ay pörtlemiş omuzlara umutsuzca yapışan bir çene ve bu çeneye dek uzanan bir alın. | Open Subtitles | مكان ما بين صباح الخير ووداعا، القمر الأبدية، دون أن تمس بريكيد مطلي من الوقت، جبهته التي تمتد تتجاوز ذقنه |
çene aşağı. çene aşağı. Yukarısına. | Open Subtitles | أسقط ذقنه , اسقط ذقنه , بأختصار الى ماتصل اليه , بأختصار الى ماتصل اليه |
Çenesi hayalar gibi görünüyor. Onu kaptamamı ister misiniz? | Open Subtitles | ذقنه يبدو كالخصيتان هل تريدني تغطية هذا أيضاً؟ |
Soldaki kukladan hoşlanmadım. Çenesi çok ürkütücü. | Open Subtitles | لا تعجبني الدمية التي على اليسار ذقنه مخيفة |
Kadın Matias'ın çenesinde yeni dikişler olduğunu fark etti ve polise bunu söyledi. | Open Subtitles | و لاحظت المرأة أن لديه غرز تم خياطتها حديثا على ذقنه و أخبرت الشرطة بهذا الشيء |
Çünkü Gary'nin lanet olası eriştenin suyunu çenesinden dökerek içmesini izlemekten iyidir. | Open Subtitles | لأنه أفضل من مشاهدة وقطرات عصير المعكرونة تتدلى اسفل ذقنه |
Çenesindeki o beyaz kılların sakal gibi göründüğünü görünce, fikir kendiliğinden ortaya çıktı. | Open Subtitles | حالما رأيت الشعر الأبيض على ذقنه كاللحية , طرحت بقيت الأفكار في رأسي |