Tek bir görüntüden, milyarlarca veri paketi elde etmek için ekibimle akıllı bir yöntem keşfettik. | TED | ومن خلال هذه الصورة، استطعت أنا وفريقي أن نجد أسلوبًا ذكيًّا لاستخراج المليارات من حزم المعلومات. |
Çok tatlı ve akıllı olmayı nasıl başardın? Oh. Bebeğim, biraz şeker uzatır mısın? | Open Subtitles | كيفَ أصبحتَ ذكيًّا للغاية وبديع؟ عزيزي , أيُمكنكَ أن تسلّم لي بعض السكر؟ .طبعًا |
akıllı ve nazik biriydi. İyi bir adamdı. | Open Subtitles | لقد كان ذكيًّا وودودًا، كان رجلًا صالحًا. |
Senin aksine, ders öğretecek kadar akıllı değilim ben. | Open Subtitles | إنّي بخلافك، لستُ ذكيًّا كفاية لألقي محاضراتٍ. |
Kendim ve geleceğim için akıllı bir seçim yaptım. | Open Subtitles | اتّخذت خيارًا ذكيًّا لنفسي ولمستقبلي. |
Ama akıllı davran yoksa senin bitip Mark'ın başladığı bölümü açıklamayı herkes için imkansız hale getiririm. | Open Subtitles | لكن كُن ذكيًّا وإلاّ سأجعله مُستحيلاً ليعرف أحدٌ أين انتهيت وأين بدأ (مارك). |
Diş Perisi akıllı ve kibirliydi. | Open Subtitles | -سفّاح في (بورتلند" )" -كان (جنيّ الأسنان) ذكيًّا ... ومتكبّرًا |
Seni akıllı sanırdım, Noah. Seni duymayacağımızı mı sandın? | Open Subtitles | خلتك ذكيًّا يا (نوح)، أحسبتنا لن نسمعك؟ |
akıllı ol. etraf sarıldı. | Open Subtitles | -كُن ذكيًّا. المكان محاصر . |
akıllı ol Elijah. | Open Subtitles | كُن ذكيًّا يا (إيلايجا). |
akıllı ol. | Open Subtitles | كن ذكيًّا. |
akıllı ol. | Open Subtitles | لذا كن ذكيًّا |