Ben yapacağım. - Bir o heykeli bir bulayım da. | Open Subtitles | ليس عليك ذلك لأنه أنا من سيجد ذلك التمثال اللعين |
Bilgin olsun, o heykeli rehinciden satın aldım. | Open Subtitles | لعلمك، حصلت على ذلك التمثال من متجر رهونات |
o heykeli yaptırmak için söktürttün. | Open Subtitles | لقد قمت بتفكيكها لبناء ذلك التمثال |
Anne heykelden bahsediyordu, sanırım Fransızca konuşuyorlardı. | Open Subtitles | كانت الأم تخبر ابنها شيئا عن ذلك التمثال باللغة الفرنسية كما أعتقد |
Fakat karşı caddede böyle pornografik bir heykel varken oturamayız. | Open Subtitles | لكن لا يمكن لي ان اسكن على شارع بسبب ذلك التمثال الاباحي |
Bu heykeli çalabilirdin. | Open Subtitles | لديك المدينة كلها للنهب فقط بع ذلك التمثال |
o heykeli kaldırdığıma yemin edebilirim. | Open Subtitles | أقسم أنني اعتقدت أن ذلك التمثال قد تحرك |
O heykelden kazanılacak parayla eminim bayağı uyuşturucu alınır. | Open Subtitles | أراهن أنّ ذلك التمثال يكفي ثمناً للكثير من المُخدرات. |
Onunla flört ederken... üçünüzün sevdiği heykelden söz etti bana. | Open Subtitles | ثم كان هناك "ألبرت" أخبرني عن ذلك التمثال الذي أحببتموه والذي يُمثّلني |
- Görmeni istediğim bir heykel var. | Open Subtitles | هنالك ذلك التمثال الذي أريد منك رؤيته |
Geri geldiğimde TV'nin yanında bir heykel buldum. | Open Subtitles | ثم عدت فوجدت ذلك التمثال |
Bu heykeli korumak için yemin ettik. | Open Subtitles | لقد اقسمنا على حماية ذلك التمثال |