Bu tehdidi ortadan kaldırana kadar birlikte çalışmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اسمعي، حتى نقضي على ذلك التهديد علينا أن نعمل سوياً |
Onlar için Bu tehdidi tamamen ortadan kaldırabiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أننا قد نقدر على إنهاء ذلك التهديد للأبد |
Ve bence Bu tehdidi ortadan kaldırma zamanı geldi. | Open Subtitles | وأنا أعتقد أنه حان الوقت لنقضي على ذلك التهديد. |
Alexis kontrol altındayken Bu tehdit minimum olabilir. | Open Subtitles | مع وجود "اليكس" تحت السيطره سيكون ذلك التهديد اقل ما يمكن |
Biz burada toplanırken, Bu tehdit büyük çapta zayıflatılıyor. | Open Subtitles | كما نَجتمعُ هنا ذلك التهديد ضعيف جدا |
Saltanatıma yönelik bu tehditi, tıpkı diğerleri gibi bertaraf edeceğim. | Open Subtitles | ـ سوف أقضي على ذلك التهديد لعرشي كذلك كل ما يهددني |
Ama bu tehlike çıktıktan birkaç ay sonrasında Yıldız Geçidi operasyonlarından bu misyonerlere karşı kullanılabilecek ne bir karşı kuram veya strateji ne de bir teknoloji çıktı. | Open Subtitles | بحد ذاتهم، لكن بعد أشهر من ظهور ذلك التهديد.. ما من تدبير مضاد واحد ولا أي تقنية جديدة.. ولا أي نظرية أو استراتيجية لمحاربة هؤلاء المبشرين نتجت.. |
Mükemmel bir dünyada, sizi sonsuza dek kilit altına almamıza müsaade edersiniz, böylece tehdit ortadan kalkardı. | Open Subtitles | في عالم مثاليّ، كنتم ستسمحون لنا بحبسكم للأبد لإقصاء ذلك التهديد. |
Bu tehdidi ortadan kaldırmalıyız. | Open Subtitles | علينا التخلص من ذلك التهديد سريعاً |
Bu tehdidi çabuk bir şekilde ortadan kaldırmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إلى التخلص من ذلك التهديد سريعاً |
Bu tehdit sona erdi. | Open Subtitles | ذلك التهديد الآن إنتهى. |
Oa'yı yok etmeye ant içmişti ve bu tehditi ciddiye alıyoruz. | Open Subtitles | لقد قطع عهداً لتدمير (أوا)، ونحن نأخذ ذلك التهديد على محمل الجد. |
Galiba bu tehlike işaretinin aklına gelmesini sağladım. | Open Subtitles | احب ان اتذكر ذلك التهديد |
Mükemmel bir dünyada, sizi sonsuza dek kilit altına almamıza müsaade edersiniz, böylece tehdit ortadan kalkardı. | Open Subtitles | في عالم مثاليّ، كنتم ستسمحون لنا بحبسكم للأبد لإقصاء ذلك التهديد. |