İkinci bir olumsuz rapordan sonra, O çocuğu tekrar görürsen şanslısındır. | Open Subtitles | وبعد تقرير ناقض آخر ستكونين محظوظة لو رأيتي ذلك الصبي مجدداً |
O çocuğu 12 yaşından beri tanırdım. | Open Subtitles | كنت أعرف ذلك الصبي منذ أن كان بالثانية عشر من عمره |
Yemin ederim O çocuk izin almadan tuvalete bile gidemiyordur. | Open Subtitles | قد أقسم بأن ذلك الصبي لا يتبول بدون إذنها |
O çocuk benden bir şey aldı. Bir maskeye benziyor. | Open Subtitles | أخذ ذلك الصبي شيئاً مني إنه يبدو مثل قناع |
Senin şansın O çocuğun kim olduğunu öğrenmek ve hayatın boyunca inkar ettiğin o parçanla tekrar ilişki kurman için. | Open Subtitles | فرصتك لتكتشف حقيقة ذلك الصبي لتعيد التواصل مع ذلك الجزء من شخصيتك |
Lanet kafanı kullan. Bu çocuk geyler tarafından iğfal edildi. | Open Subtitles | فكر بحق السماء، ذلك الصبي إعتدي عليه من قبل شواذ |
Kimse Bu çocuğun geceleri annesiz neler yaşadığını bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد لديه فكرة ولو بسيطة عن ما يمر ذلك الصبي كل ليلة دون والدته |
Şimdi buradaki hizmetlerimin karşılığı olarak O çocuğu alacağım. | Open Subtitles | سأخذ ذلك الصبي,الان كتعويض عن أفعالي هنا |
O çocuğu ben büyüttüm. Büyütmeye de devam ediyorum. Kimden olduğu önemli değil-- | Open Subtitles | لقد ربيت ذلك الصبي وما زلت أربيه, ولا يهمني من أين جاء |
O çocuğu ben büyüttüm. Büyütmeye de devam ediyorum. Kimden olduğu önemli değil-- | Open Subtitles | لقد ربيت ذلك الصبي وما زلت أربيه, ولا يهمني من أين جاء |
İşin aslı, O çocuğu kurtardığımda düşünmüyordum. | Open Subtitles | الحقيقة هي، أنني لما انقذت ذلك الصبي لم أكن أفكر |
O çocuk dışarıda bir yerlerde yalnız başına olabilir. | Open Subtitles | ذلك الصبي ممكن أن يكون هناك في أي مكان لوحده |
O çocuk kendini idare etmeyi öğrenemedi. | Open Subtitles | لم يكن يجيد ذلك الصبي الاعتناء بنفسه قط. |
O çocuk ile döndüğü anda gerçekleştirilmesi gereken bir cezaydı bu. | Open Subtitles | وهو حكم كان يجب تنفيذه فور عودتها مع ذلك الصبي. |
Ama neden O çocuğun katillerini saldığını anlamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أستطيع أن أفهم لماذا حررت قتلة ذلك الصبي |
O çocuğun tahta çıkma şansını yok edecek fısıltılar. | Open Subtitles | شائعات كفيلة بتدمير فرص ذلك الصبي بأن يكون من حقه اعتلاء العرش. |
O çocuğun tüm istediği eve dönmekti. | Open Subtitles | لم يرد ذلك الصبي إلا العودة إلى دياره. |
Bu çocuk bu fotoğraftaki güç sayesinde dört yıllık bir burs kazandı. | TED | ذلك الصبي ربح منحة لاربع سنوات بقوة تلك الصورة |
Bayan Pendragon Bu çocuk çok tehlikeli Sevgisiz biri için, güçü çok fazla. | Open Subtitles | سيدة ان ذلك الصبي خطر ان قوته كبيرة لشخص لا يملك قلبا |
Bazen Bu çocuğun içindeki iyiliğin kaybolduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | بعض الأحيان أعتقد أن ذلك الصبي يفتقر للمخ |
Bak, Bu çocuğun yaptığı şey mide bulandırıcı. | Open Subtitles | أنظر . أنا أعرف أن مافعله ذلك الصبي مقرف |
Ne yaparsam yapayım, Bu çocuğu yetiştirme işinden kaçamıyorum. | Open Subtitles | مهما فعلت، لا أستطيع التملص من تربية ذلك الصبي. |
Beni dinle, o çocuktan uzak dur. | Open Subtitles | إنصتي إلي, أبقي بعيده عن ذلك الصبي. |
Bu, şu anda cennette limbo yapan bir Çocuk için. | Open Subtitles | هذا من أجل ذلك الصبي الذي ينحني الآن في الجنة. |
Sabahın ikisine kadar O çocukla dolaşıyor... ve bunun son bulması lazım. | Open Subtitles | هي خداع في أنحاء مع ذلك الصبي حتى 2: 00 في الصباح وحصلت عليه للتوقف. |