"ذلك الكرسي" - Traduction Arabe en Turc

    • o sandalyede
        
    • Şu sandalyeyi
        
    • o sandalyenin
        
    • o sandalyeye
        
    • O sandalyeyi
        
    • o sandalyeden
        
    • Bu koltuğu
        
    • sandalyesi
        
    • sandalyesini
        
    • sandalye çok
        
    2 gün önce o sandalyede kim oturuyordu bilmek ister misin? Open Subtitles أتريد معرفة من كان يجلس على ذلك الكرسي قبل يومين ؟
    O zamana kadar, o sandalyede oturmaktan başka bir şey yapacak olursa, onu anında mahvedeceğiz. Open Subtitles في هذه الأثناء إن فعل أيّ شيء ما عدا الجلوس هناك على ذلك الكرسي سَنَفْتحُ البنزين وسَيُحرقُ فوراً
    Şu sandalyeyi parçalamak için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles يا رجل, لا أطيق صبراً حتى أحطم ذلك الكرسي
    Şu sandalyeyi bana verin. Open Subtitles ناولني ذلك الكرسي.
    Elimde bir şey olmadan onları resmi olarak sorgulayamam, o sandalyenin senin olduğunu gösterebilecek herhangi bir şey. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ إسْتِجْوابهم رسمياً مالم أنت عِنْدَكَ شيءُ، أيّ شئ، لإثْبات بأنّك تَمتلكُ ذلك الكرسي.
    Bu koca adamı öldürecek ve ondan sonra da beni o sandalyeye oturtacak. Open Subtitles سيقوم بقتل ذلك الغبي وسيقوم بوضعي بعده على ذلك الكرسي
    O sandalyeyi çektiğin zaman kolunu o şekilde çevirmen... Open Subtitles أعلم أنكِ أدرتِ ذراعكِ، حينما سحبتِ ذلك الكرسي.
    Üç ay sonra o sandalyeden kalktığımda, artık aynı değildim. TED وفهمت عندما غادرت ذلك الكرسي بعد ثلاثة أشهر، بأنني لست نفس الشخص سابقا.
    Bu koltuğu ailemizden çaldı ve karını öldürmeye kalktı. Open Subtitles سرق ذلك الكرسي من العائلة وحاول ان يقتل زوجتك
    Yapabildiği sürece tüm zamanını o sandalyede harcardı. Open Subtitles لقد احتاجت لقضاء كلّ وقت كان بإمكانها الحصول عليه للجلوس على ذلك الكرسي.
    Gruba geri dönüyorsun, yarın o sandalyede olacaksın ve eğer ekstra ilgi bekliyorsan bana ödeme yapacaksın ve ben de sana özel seans yapacağım. Open Subtitles ستعود للمجموعه، ستكون في ذلك الكرسي في الغد و إن أردتَ المزيد من الإهتمام ستدفع لي أكثر حتى تكون جلسة خاصه
    Tüm gün o sandalyede oturmaktan sırtın ağrıyordur. Open Subtitles لابد أن ظهرك تقوس بجلوسك على ذلك الكرسي طوال اليوم
    Sen, al Şu sandalyeyi. Open Subtitles أنت، خذ ذلك الكرسي
    Şu sandalyeyi çek ve yanıma otur. Open Subtitles اسحب ذلك الكرسي واجلس بجواري
    o sandalyenin onarımının ücreti çok daha yüksek olmalıydı. Open Subtitles يجب أن تكون كلفة إصلاح ذلك الكرسي أعلى بكثير
    o sandalyenin altına girdi ve çıkmadı. Open Subtitles ذَهبتْ تحت ذلك الكرسي ولَمْ يَخْرجْ.
    Tina onu o sandalyenin üstünde 3 saat bekletmiş. Open Subtitles والدته"تينا"جعلته يقف على ذلك الكرسي لثلاث ساعات متواصلة.
    En iyilerden olmak istiyorsan götünü o sandalyeye yapıştırıp azmetmen lazım. Open Subtitles إذا أردت ان تصبح من العظماء سيتوجب عليك أن تركن مؤخرتك على ذلك الكرسي إلى أن تدمي مؤخرتك
    - O sandalyeyi değil, babanı diyorum. Open Subtitles أنا لم أقصد ذلك الكرسي قصدت والدك هنا
    o sandalyeden kalktığında kendi kişiliğine sahip olacaksın. Onunla vedalaşmalısın. Open Subtitles عندما تخرج من ذلك الكرسي ستعود لك شخصيتك الأصلية
    Çubuk sandalyesi değil. Onun üstünde mala benziyorsun. Open Subtitles ليس ذلك الكرسي تبدو كالأحمق عليه
    Hey, George, Joe Mayo'nun sandalyesini almış mı? Open Subtitles هل اشترى جورج ذلك الكرسي لـ جو مايو بعد؟
    Sizi oturttukları küçük sandalye çok komikti. Open Subtitles كان السبب هو ذلك الكرسي الصغير الذي أجلسوك عليه

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus