O köpeği buraya getirten adamı tutuklayın. | Open Subtitles | تعتقل ذلك الإبن السرّي للكلبة الذي شحن ذلك الكلب هنا. |
Ve size bir şey söyleyeyim, eğer O köpeği yakalamazsanız havaalanına siz gideceksiniz. | Open Subtitles | ودعني أخبرك شيئاً إن لم تقبض على ذلك الكلب |
Bu köpek birdenbire arka bacaklarını kaldırdı koşumların üzerine koydu ön ayaklarıyla koşarken oracıkta kakasını yaptı. | Open Subtitles | ثم انطلق ذلك الكلب من العدم ورفع ساقيه للأعلى وانطلق بأقصى سرعة وأخذ يتغوط وهو يركض بكفيه الأماميين |
Sen de hatırlayacaksındır, o köpek üzerine saldırınca, bu da çok merhametli bir davranıştı. | Open Subtitles | ولكن هذان الفعلان رحيمان لو تذكرت أن ذلك الكلب قد جلس عليه |
Götür Şu köpeği, çalmaya çalışıyorum burada. | Open Subtitles | ـ ابعد ذلك الكلب من هنا احاول العزف هنا هيا |
Ama O köpeğin tehlikeli olduğuna dair bir kanıtınız yok. | Open Subtitles | لكنك لا تملك دليلاً على أن ذلك الكلب خطير |
Bu köpeğin yalnız çalışıyor olmasına imkan yok. | Open Subtitles | لا توجد طريقة ان ذلك الكلب يمكن ان يعمل لوحده |
Aksi hâlde tek derdin batı mezhebindeki Şu köpek olmaz. | Open Subtitles | وإلا ليس فقط ذلك الكلب من الطائفة الغربية |
Bu köpeği bir gün öldüreceğim. Şuna bakın. Yelek mahvolmuş. | Open Subtitles | سأقتل ذلك الكلب يوم ما انظروا لهذا، انظروا لصِداره |
O köpeği öldürürsen, yemin ederim maaşından keserim. | Open Subtitles | إنْ قتلت ذلك الكلب أقسم أننى سأخصمه من شيك العمل الخاص بك. |
O köpeği kurtarmak öylesine inanılmaz bir duyguydu ki. | Open Subtitles | لقد كان شعوراً لا يصدّق، إنقاذ ذلك الكلب |
Sanırım bana, O köpeği istediğini söylüyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت تريد أن تخبرني أنها تريد ذلك الكلب |
Şükran günü için O köpeği pişirmelisin. | Open Subtitles | يتوجّب عليكِ أن تطبخي ذلك الكلب من أجل الاحتفال |
Teyze, öğle vakti bile sarhoş bu. Köpek! | Open Subtitles | انه سكران في وقت الظهيره ياعمتي ذلك الكلب |
Bu köpek cidden bomba kokusu alabilir mi? | Open Subtitles | هل يستطيع ذلك الكلب إشتمام المُتفجرات حقاً ؟ |
Ama almayı düşündüğünüz Bu köpek hakkında... | Open Subtitles | ولكن أود سماع المزيد عن ذلك الكلب الذين تفكرون في الحصول عليه |
Eğer o köpek bir daha buraya pislerse onun budunu kahvaltı niyetine yiyeceğim. | Open Subtitles | لو تبرز ذلك الكلب اللعين بالفناء مرة أخرى سأضع ذيله الصغير على الفطور! |
o köpek benim hayatım. Ve kaka ettiğinde, kakası hayatım olacak. | Open Subtitles | ذلك الكلب حياتي وعندما يتبول مؤخرته هي حياتي |
Dönerken Şu köpeği buldum, koca götlü Alman kurdu, adı Leo. | Open Subtitles | قبل فترة عندما حصلت على ذلك الكلب الضخم من فصيلة الراعي الألماني اطلقت عليه اسم "ليو" |
Tabii O köpeğin nerden çıktığını da biliyoruz. | Open Subtitles | بالطبع، نحن نعلم أين انتهى مطاف ذلك الكلب |
Ve Bu köpeğin benim odamın dolabımın ya da makyaj malzemelerimin yanına yaklaşmasına izin vermem! | Open Subtitles | أعلم بأنك لن تترك ذلك الكلب بقرب غرفتي أو خزانتي |
- Açma yine Şu köpek meselesini. | Open Subtitles | توقف عن الحديث بشأن ذلك الكلب اللعين |
Anlaşılan Bu köpeği dövüşlere sokmak ve para kazanmak için yetiştirmişsin. | Open Subtitles | يَبدو مثل أنّك ربّيت ذلك الكلب لتضعه على دائرة القتال لتجني بعض المال. |
Şuradaki pisliğin içinde vagonu kovalayan köpek mi? Benimdi o. | Open Subtitles | ذلك الكلب الذى كان يطارد العربة المغطاة فى خط المجارى,هذا كان إعلاني. |
Ben ikinizin de sonunun şu köpeğe benzemesini istemiyorum. | Open Subtitles | فقط لا أريد أن تكون نهايتكم مثل ذلك الكلب |
Sonra nefret ettim o köpekten. Ve catının üstüne attım. | Open Subtitles | كرهتُ ذلك الكلب بعد ذلك، ودميتُه على السقف. |
Şu köpeğin ona bulaşmasını istemiyorum. | Open Subtitles | . انا اريد ان يعبث ذلك الكلب بها |
Tatlım, acaba bu köpekten kurtulsak mı diyorum? | Open Subtitles | كنتُ أفكر ربما علينا أن نتخلص من ذلك الكلب |