o gün hepinize aşık oldum. | Open Subtitles | وَقعتُ في حبكمّ كُلّك يا رجال ذلك اليومِ. |
Ama bölgenin 700 mil çevresinde o gün hiç hava tahmin balonu kalkmamış. | Open Subtitles | لكن ما كان هناك منطادَ طقسِ أُطلقَ ذلك اليومِ ضمن 700 ميلِ. |
o gün sana ne cevap vereceğimi anlamışsındır herhalde. | Open Subtitles | وعندما ذلك اليومِ يَجيءُ، أَتمنّى تَعْرفُ ما أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ مَعه. |
o gün termosunun içine biraz istiridye krakerlerinden koyunca niye sinirlendiği şimdi anladım. | Open Subtitles | ذلك الذي أصبحتَ مجنونَ جداً ذلك اليومِ إنهرتُ لصوص محارِ في ترمسِكَ؟ |
"O günden bugüne nasıl olup da kurbanımın kardeşiyle yüz yüze geldiğim muhteşem kefaret için yaptığım yolculuğumun son perdesinin nasıl olduğu ayrıca beni dinlemenin nasıl olup da hayatta ilerlemenin bir yolu olduğu hakkında önümüzdeki yirmi yıl boyunca konuşabilirim. " | Open Subtitles | يمكن أَن أَتحدث عن ذلك اليومِ وهذا اليوم للسنوات الـ20 التالية كيف واجهت شقيق ضحيتي وجهاً لوجه وكيف تم التصرف النهائي في رحلتي الرائعة نحو الخلاص |
Çok iyi görünüyordu. o gün, senin ofisinde. | Open Subtitles | بَدتْ جيدةَ جداً أيضاً، ذلك اليومِ في مكتبِكَ. |
o gün seni aklıma bile getirmek istemem. | Open Subtitles | أنا لا أُريدَ التَفكير بك على ذلك اليومِ. |
o gün yaptıklarını en baştan düşün. | Open Subtitles | فكّرْ بشأن كُلّ شيءِ هي عَمِلتْ ذلك اليومِ مِنْ البِداية. |
Erkeklerin ise aldatmamak için. o gün sanırım ikinizde de bir şeylerin ortaya çıktığını söyledin. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّك يُمْكِنُ أَنْ تَقُولَ كلانا كَانَ عِنْدَهُ إيحاء ذلك اليومِ |
Cole ve eski karınız o gün velayetin sizde olmadığını söyledi. | Open Subtitles | ذلك لَيسَ الذي كول ورأي الزوجةِ السابقِ. يَقُولونَ بأنّك ما كَانَ عِنْدَكَ رعاية ذلك اليومِ. |
o gün karanlığıma karşı ilk savaşını kazanmıştın. | Open Subtitles | في ذلك اليومِ رَبحتَ المعركة الأولى على ظلامِي |
İlk defa o gün korkuyu hissettim. | Open Subtitles | ذلك اليومِ كَانَ المرة الأولى التي أحسست فيها بالخوف |
o gün sıkılmadığını da biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أَعْرفُ بأنّك ما كُنْتَ مملَّ ذلك اليومِ. |
Evet, o gün sınıfta öylece cebime tıkıştırmıştım. | Open Subtitles | نعم، فقط سَدَّه في جيبِي ذلك اليومِ في الصنفِ |
o gün ne istiyor olduğumdan tam emin değildim. | Open Subtitles | لَيسَ متأكّدَ كليَّاً الذي أردتُ ذلك اليومِ. |
o gün giydiği ayakkabıları kontrol etmenizi istiyor. | Open Subtitles | يُريدُك لتَدقيق الأحذيةِ بأنّه كَانَ يَلْبسُ ذلك اليومِ. |
Bazı insanlar onlara uymak için uğraşır, bazıları ise uğraşmaz. Bebeğim, o gün ölen Ray de olabilirdi. | Open Subtitles | حبيبي، كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ راي الذي ماتَ في ذلك اليومِ |
Biliyor musun Ryan, vurulduğumdan beri o gün neler olduğunu düşünüp duruyorum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، رايان، مُنذُ أن حَصلتُ على الطلقةِ، أنا أَعْملُ الكثير مِنْ التَفْكير حول بالضبط الذي حَدثَ ذلك اليومِ. |
O güne kadar hiç papazla konuşmamıştım, ...ve o gün bana dedi ki : "O ki sevmeyen, ...ölümün içinde kalır ve o ki kardeşini sevmeyen bir katildir." | Open Subtitles | l لَمْ مَا تَكلّمَ مع a وزير قبل ذلك في حياتِي. أبداً. حتى ذلك اليومِ. |
O günden sonra da, onu hatırlarsın. | Open Subtitles | وبعد ذلك اليومِ ستذكّرُها |