Erdem, ahlak filan üzerine ailemin beni nasıl yetiştirdiğini hakkında düşündüm ve ama sonra üstündeki bu askısız bluza bakıyorum. | Open Subtitles | لقد فكّرت بشأنه, كيف والديَّ علّماني قيمي و أخلاقي و ما إلى ذلك. ثم انظر إلى تلك البلوزة التي ترتدينها. |
Görsele bakarsınız ve görürsünüz ve sonra bırakırsınız. | TED | أنت تنظر إلى الصورة و ترى ذلك , ثم تترك كل الأمر كله. |
Ama. Kendini suçlu hissetmeye başıyorsun.sonrada biz kavga etmeye başlıyoruz ve suçu hep bana atıyorsun.. | Open Subtitles | لكنك تبدأ فى الشعور بالذنب حيال ذلك ثم نبدأ فى الشجار و تلقى باللائمه على |
Eğer istersen gidebiliriz, bilirsin, sonra da birkaç bira içeriz. | Open Subtitles | , ربما يمكننا الذهاب لو تريد ذلك ثم نحتسي الجعة |
Hiç endişelenmedim ve ağrılar yok oldu. | Open Subtitles | لم يصبني القلق اتجاه ذلك ثم زال الألم بعدها |
- Oh. Değişik bir adamsınız-- Sadece istediniz ve söylediniz değil mi? | Open Subtitles | أنت متسرع، أردت أن تسأل عن ذلك ثم تفشي السر |
Şey sonuçta saygı duyarım ama bunu yaparsa ona gider, gözlerinin içine bakar ve... | Open Subtitles | أنا أَحترمه على الأقل وإذا هو عمل ذلك ثم أنا امسكته سانظر في عينه، وأقول |
Sanki yapabileceğim bir yol olmasını ummak... ve sonra da geriye gidip kendime olmadığını söylemek gibi. | Open Subtitles | وكأنني أتمنى لو وجدت طريقة لعمل ذلك ثم أتراجع وأنهى نفسي عن ذلك |
Bunu bildirmeye gidiyordum ve henüz kafamı toparlamıştım ki, "bum" diye bir ses daha duydum. | Open Subtitles | و كنت سأتصرف بناء على ذلك ثم سمعت أنفجار |
ve ben bu işe karışmak istemiyorum. Gerçekten onun yaptığını nereden biliyoruz? | Open Subtitles | وانا لا أريد أن يلحق بي ذلك ثم كيف نعرف إن كان هو من قام به فعلاً ؟ |
Aslında ben öyle söyledim ve o da kabul etti. | Open Subtitles | فى الحقيقة,انا التى قلت ذلك,ثم هو وافقنى. |
Belki de kahvaltı için buraya gelirsiniz ve beraber bakarız. | Open Subtitles | إذن ربما يجب أن تفعلي ذلك ثم تأتي هنا في الأبرشية للإفطار فلنقل بعد ساعة، فأعتقد يجب أن نلتقي |
Eğer onu hayatından silmezsen, onun sevdiklerini gözleri önünde öldürürüm ve sonra sen izlerken de onu öldürürüm. | Open Subtitles | لو لم تستبعدها من حياتكَ، سأقتل كلّ أحبّائها ، و أجعلها تراقب ذلك. ثم سأقتلها و أنتَ تراقب ذلك. |
Sanki, uyanacaksın, ve bunu biliyor olacaksın, uyumaya devam edeceksin ve bu hiç bitmeyecek, asla bitmeyecek, asla bitmeyecek. | Open Subtitles | مثل، أن تستيقظ، وأنت تعلم ذلك ثم تعود للنوم وهذا لا ينتهي أبدا، لا ينتهي أبدا |
Bugün çivi çaktık tahta kestik falan filan, ve tabii ki hepsini iyi yaptı sonra ben bir duvar düşürdüm ve elimi arabanın kapısına sıkıştırdım ve herkes Aman Tanrım, İyi misin? | Open Subtitles | واليوم كنا نطرق مسامير وننشر ألواح وما إلى ذلك وبالطبع هو بارع في ذلك ثم يسقط مني حائط واحد وأخبط يدي في الباب |
Ama sen yapmadın ve ben sonunda bir şey yapmıştım. | Open Subtitles | ولم تفعل أنت ذلك ثم فعلت شيئاً حيال الأمر |
sonra, işte beni, vücuduna yapıştırana kadar kendine doğru çekerdin. | Open Subtitles | و بعد ذلك ، لا أعلم بعد ذلك ثم تجذبني لأكون قريبة منك لكي أضغط عليك بقوة وحنان |
Evet, ama hemen sonra Cole'a geri döneceksin. | Open Subtitles | نعم، ولكن بعد ذلك ثم عليك العودة إلى كول. |