Bu doğru. Yakın arkadaş olduğunuz bir çiftin boşanması, sizin boşanma olasılığınızı yüzde 75 arttırıyor. | TED | ذلك حقيقي, عندما ينفصل احد الازواج من اصدقاءك المقربين يزيد ذلك من فُرصة طلاقك بحوالي 75 في المئة |
- O onların sıfırıncı yılı. - Bu doğru mu? | Open Subtitles | ـ تلك سنة الصفر بالنسبة لهم ـ هل ذلك حقيقي ؟ |
Hayır, Bu doğru. Günümüzde herhangi bir şeyin rengini açabiliyorlar. | Open Subtitles | لا، ذلك حقيقي يمكنهم تبييض أي شيء هذه الأيام |
Bu gerçek mi yoksa hayal gücünün yarattığı çizgi filmlerden çıkma bir kötü adam mı? | Open Subtitles | ذلك حقيقي أو إنه حقير من فريق العدالة في خيالك؟ |
- Bunun doğru olmadığını düşünüyorum. - Sadece senden sakladım. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد بأن ذلك حقيقي حسنا، لقد حاولت ابعادك عن هذا |
Evet, eğer bu doğruysa, Darly Mootz çıkarları için havayı kontrol ediyorsa bu bir suçtur ve araştırılması gerekir. | Open Subtitles | حسنا، إذا ذلك حقيقي - إذا داريل موز يسيطر على الطقس للربح. ثمّ تلك جريمة و الذي يجب أن يحقّق فيه. |
Yani Bu doğru. Söyledikleri gibi kiralık bir katilsin. | Open Subtitles | ، إذاً ذلك حقيقي أنت قاتل مأجور كما يقولون |
Babam beni senato salonuna götürmüştü ve birlikte oturmuştuk, Bu doğru. | Open Subtitles | لأن أبي أخذني الى متحف مجلس الشيوخ و جلسنا معاً و ذلك حقيقي |
Bu doğru. Eşyaları şrinklerken izlemek zevkli oluyor. | Open Subtitles | ذلك حقيقي من الممتع مشاهدة الأشياء تتقلص |
Buna inanmak zor biliyorum ama Bu doğru. | Open Subtitles | اعرف ان ذلك يبدو صعب التصديق لكن ذلك حقيقي |
Katı yürekli değilim ama Bu doğru. | Open Subtitles | أوه ، لا أقصد أن أبدو بدون مشاعر ذلك حقيقي |
Bu doğru. Bunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | . ذلك حقيقي . أنا لم أُفكر فى ذلك |
Bu doğru. Bunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | . ذلك حقيقي . أنا لم أُفكر فى ذلك |
Bu doğru olsa bile, Richard sorun onun üzeride çalışmaları değil. | Open Subtitles | "حتى لو ذلك حقيقي يا " ريتشارد لقد عرفوا هذا من خلال دراستها هكذا عرفوا |
Evet, Bu doğru ama yapamam. | Open Subtitles | أجل، كل ذلك حقيقي لكني لا أستطيع |
Tanrıdan umarım ki Bu gerçek olsun. | Open Subtitles | أتمنّى إلى الله ذلك حقيقي. |
Bu gerçek olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون ذلك حقيقي. |
Bunun doğru olduğuna gerçekten inanıyorsan neden sen de ona bir şans daha vermiyorsun ki? | Open Subtitles | .. لكن إن كنت تعتقد حقاً بأن ذلك حقيقي إذا لماذا أنت لا تستطيع ؟ |
Bunun doğru olduğuna inanan hala bayağı insan var. | Open Subtitles | لكن هناك كفاية من الناس ما زالوا يعتقدون أن ذلك حقيقي. |
Şey, eğer bu doğruysa, deniz halkına ne olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | (إذا كان ذلك حقيقي .. فنعلم ما حدث لقوم (مير |
Hiçbiri bile gerçek değil miydi? | Open Subtitles | فقط اخبرني شي واحد هل كان اي شي من ذلك حقيقي ؟ |
O an uyanmasaydım bunun gerçek olup olmadığını asla bilemezdim. | Open Subtitles | لو لم أستيقظ تلك اللحظة لم أكن لأعرف أبداً ما إذا كان ذلك حقيقي أم لا. |