kötü, gerçekten kötü işler yaptığını bildiğin bir dostun varsa ve bunu bile bile onunla dostluğunu sürdürüyorsan, Bu yanlış mıdır? | Open Subtitles | إن كان لك صديقا تعرف بأنه سيء سيئا للغاية ومازلت تحتفظ بصداقتة وأنت تعلم بأنه كذلك هل ذلك خطأ ؟ |
Bu davayı geri çekeceksin, çünkü Bu yanlış ve sen de bunu biliyorsun ama ayrıca eğer yapmazsan, gömleğindeki ekoseye öyle bir vuracağım ki bir daha ancak pipet yardımıyla tart yiyebileceksin. | Open Subtitles | سوف تسقط هذه الدعوه لأن ذلك خطأ و أنت تعلم ذلك و أيضا انك ان لم تفعل ذلك, سوف اقتلع هذا النسيج المربع من قميصك... |
Bence Bu yanlış. | TED | اعتقد ان ذلك خطأ |
Sihir yapmaktan korkuyorsun çünkü o cadı ruhları seni Bunun yanlış olduğuna inandırdılar. | Open Subtitles | إنّكِ تخافين مزاولة السحر، لأنّ أرواح تلكنّ الساحرات أقنعنّكِ أن ذلك خطأ |
Çaresiz bir adamın bıçaklanarak öldüğünü gördün. Bunun yanlış bir şey olduğunu düşünmüyor musun? Düşünmüyor musun? | Open Subtitles | لقد رأيت رجل عاجز يُطعن حتى الموت ألا تعتقد أن ذلك خطأ ؟ |
hataydı. Ama şu an hatırladığım için memnunum. | TED | وكان ذلك خطأ. لكنني الان سعيد انني تذكرته. |
Kısa bir süre için, her gece yatağa uzandığımda bu hata mıydı diye düşündüm. | Open Subtitles | ولفترة وجيزةٍ، كنتُ أستلقي على السرير وأتساءل إن كان ذلك خطأ |
Bu yanlış. (Kahkaha) Rene Descartes elbette. Tekrar bu Grenada insanları, bu herhangi birinin hayal dünyası için bile bayağı hastaca. | TED | ذلك خطأ. (ضحك) ريني ديكارت، بالطبع. مرة أخرى هؤلاء الجريناديون، هذا مريض إلى درجة كبيرة بالنسبة لمخيلة أي كان. |
Sık sık duyduğum şeyler şunlar: Çok fazla kimsayasal, pestisid (böcek öldürücü), hormon içeriyor. Aynı üründen ekilmiş dev tarlalar istemiyoru, Bu yanlış. | TED | حسناَ , الأشياء التى أسمعها تكراراً هي : مواد كيميائية كثيرة , مبيدات آفات , هرمونات , الزراعة الأحادية , نحن لا نريد مزارع كبيرة من الشيئ الواحد , ذلك خطأ . |
Bu yanlış olur. | Open Subtitles | ربما يكون ذلك خطأ |
Bu yanlış olur. | Open Subtitles | ربما يكون ذلك خطأ |
Hayır, Bu yanlış. Ryan, lanet dümeni çevirme. | Open Subtitles | لا, ذلك خطأ (رايان) لا تدير تلك العجلة اللعينة |
Hayır, hayır. Biliyorum, Bu yanlış. | Open Subtitles | لا لا لا أنا أعلم أن ذلك خطأ |
- Tamam. - Aman Tanrım. Bu yanlış. | Open Subtitles | حسناً يا إلهي ذلك خطأ |
Dostum, ben bile Bunun yanlış olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | يا صاح، حتى أنّي أعرف أنّ ذلك خطأ. |
Bunun yanlış olduğunu biliyorsun. Neden bunu yapıyorsun? | Open Subtitles | انت تعرفي ان ذلك خطأ لم فعلت ذلك؟ |
Bunun yanlış olduğunu öğrenmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتعلمي أن ذلك خطأ. |
Sonra da yok olmaya mahkum ettim. Bu bir hataydı. Trajik bir hata. | Open Subtitles | وبعدها حكم عليها بالدمار كان ذلك خطأ مأساوي |
Aptalca bir hataydı, yaptığım diğer hatalar gibi. | Open Subtitles | وكان ذلك خطأ فادحاً مثل العديد من الأخطاء التي أقترفتها |
Kısa bir süre için, her gece yatağa uzandığımda bu hata mıydı diye düşündüm. | Open Subtitles | ولفترة وجيزةٍ، كنتُ أستلقي على السرير وأتساءل إن كان ذلك خطأ |
Ama bunun onun hatası olduğunu asla söyleyemezsin. | Open Subtitles | لكن هل يمكن أن نقول أبدا حقا كان ذلك خطأ من جانبه. |
Elimizde somut bir şey olmadan Polis'e gitmek hata olur. | Open Subtitles | بقدر ما يَذْهبُ إلى الشرطةِ، حتى عِنْدَنا شيءُ صلبُ، ذلك خطأ. |
Mağazadan para çalıyordu ki bu yanlıştı ama insanlara yardım etmeye çalışıyordu ki bu konuda da haklıydı. | Open Subtitles | هــــي سرقـــــت من المتجر وكان ذلك خطأ ولكنها كانــت تحاول مساعــدة الناس وهــذا شيء جميــل |