"ذلك ذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • O
        
    • Bu
        
    O ağırlıkları yukarı doğru itme şekliniz beni hayran bıraktı. Open Subtitles ذلك ذلك مُدهِشُ، الطريق أنت تَدْفعُ تلك الأشياءِ للأعلى هناك.
    O ağırlıkları yukarı doğru itme şekliniz beni hayran bıraktı. Open Subtitles ذلك ذلك مُدهِشُ، الطريق أنت تَدْفعُ تلك الأشياءِ للأعلى هناك.
    Sanki şey gibi-- sanki O zamandan beri bir şeyler yanlış gidiyor gibi. Open Subtitles كنت بانتظار ذلك ذلك الشعور ان هنالك شيء ما خاطىء منذ تلك الليلة
    Hepsinden öte, bunun için yataklık eden biri. Bu, onu suç ortağı yapar. Hapishanenin neye benzediğini biliyor musun? Open Subtitles بعد كل ذلك ، هي الوحيدة التي دفعت لأجل ذلك ذلك يجعلها شريكة ، تعرفين كيف تبدو بالسجن ؟
    Bu, birinin bugüne dek bana söylediği en güzel şey. Open Subtitles ذلك , ذلك أحد ألطف الأشياء التي قيلت لي أبداً
    İş icabı telefonlaşmam gerekiyor ama O sürekli hattı bloke ediyor. Open Subtitles لذلك , من الطبيعي ان هناك مكالمات خاصه بالعمل يجب ان اجريها ولكنني لا استطيع ذلك , ذلك الرجل دائما ما يتحدث في الهاتف
    O yaratık burada bizimle! Open Subtitles ,لا يـمكنك فعل ذلك ذلك الـشئ في الأسـفل مـعنا
    Olamaz, bana O yeşil boku fırlatamazsın! Open Subtitles اوه لا لم تطلق ذلك ذلك الشىء الأخضر اللعين علي
    Hayır. O yeşil pislikle beni vuramazsın. Open Subtitles اوه لا لم تطلق ذلك ذلك الشىء الأخضر اللعين علي
    O ufaklığın onu nasıl mutlu ettiğini anlatamam. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ إخْبارك الساعاتُ مِنْ البهجةِ ذلك ذلك الرجلِ الصَغيرِ جَلبَه.
    O mu? Onlar alerjimden dolayı olmuştu. Arı sokması. Open Subtitles أوه، ذلك.ذلك لا يساوى شيأ لكن لو كنت لدغت بالنحلة
    O yaşam tarzının, düşündüğünden çok daha çekici olduğunu göreceksin. Open Subtitles أنت سَتَجِدُ ذلك ذلك أسلوبِ الحياة جذّابُ أكثر بكثيرُ منك يَعتقدُ.
    Yapabileceğimiz bir şey yok. O bir çocuk. Open Subtitles لا نستطيع ان نفعل اي شيء حيال ذلك ذلك طفل
    Ve O... "iyi insanlar" ile ilgili söylediğim şey öyle demek istememiştim. Open Subtitles ذلك.. ذلك الشيء عن الناس الجيدون و أنا لم أقصد ذلك
    Hem ayrıca kendi partimde yaptıklarımla karşılaştırıldığında, O hiçbir şeydi. Open Subtitles بالإضافة إلى ذلك... ذلك لا يقارن بما فعلته في حفلتي
    Bir şekilde, anlarsın bütün Bu sorgulamaların nedeni "senin baban mıydım? Open Subtitles وفي بعض النواحي, ذلك.. ذلك هو السبب في أن هذه المسألة:
    Evet, afedersiniz, Bu organizasyonun özel bir davet olduğunun farkındayım. Open Subtitles أجل ، المعذرة ، أتفهم ذلك ذلك الحدث حصري للغاية
    Tabi ama Bu yüzden tüketici hiç bir farkın olmadığını söyler. TED ولكن المستهلك سيقول انه لا مشكلة في ذلك .. ذلك تغير طفيف
    Onun somutlaştırdığı Bu etkiyi içselleştiriyorsunuz. Liderler iyimser olduklarında, temsil ettikleri kitleye inandıklarını söylüyorlar. TED ولقد اتخذت بنفسك التأثير الذي يجسده ذلك ذلك عندما يكون القاده متفائلون . يقولون بانهم مؤمنون في من يمثل الناس
    Diyelim ki bir sene boyunca yoluna çıkmadım ki Bu mümkün. Open Subtitles لنفترض أننى أخرتك واحدة أستطيع ذلك . ذلك محتمل
    Ama ben gerçekten inanırsam, kağıt da elime gelirse Bu sihir gibi olur derdim hep. Open Subtitles اننى أذا أمنت بذلك فربما يحدث ذلك ذلك سيكون نوع من السحر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus