bu harika olurdu ama zaten bir partisini mahvettim. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائعاً لكن أنت تعلم بأنني أفسدت حفلة للوكس |
Hayat da öyle olsa Ne güzel olurdu, değil mi? | Open Subtitles | ألن يكون ذلك رائعاً لو كانت الحياة كذلك؟ |
- Teşekkürler. Çok güzel. Üçünüz için de çok sevindim. | Open Subtitles | ذلك رائعاً ، أنا سعيدة من أجلكِ و من أجلها |
Aslında çok sinirli değildim. bu harikaydı... bir tek şey dışında. | Open Subtitles | لم أكن غاضباً فعلاً كان ذلك رائعاً باستثناء أمر واحد |
- Harikaydı. - Harika değil miydi? | Open Subtitles | كان ذلك رائعاً ألم يكن ذلك رائعاً ؟ |
Hayır, hiçbir fikrim yok. Kulağa harika geliyor aslında. | Open Subtitles | كلاّ، لا أملك أي فكرة ولكن يبدو ذلك رائعاً |
İşim yaratıcı, mekanik, yorucu aynı zamanda heyecan verici. İşim harika aynı zamanda rahatsız edici klinik ve aynı zamanda anaç bir iştir. Acımasız ve aynı zamanda adaletli bir iş. Aslında her şeyi çok iyi yapan şey uğultudur. | TED | إذ أنه إبداعي وآلي ومرهق ومبهج ومفرح ومثير للقلق والمرض والأمومة وهو قاسي وحكيم، وكل ما يجعل ذلك رائعاً هو الطنين. |
güzeldi ama yaşamak istediğim hayat gibi hissettirmiyordu. | Open Subtitles | .. و كان ذلك رائعاً لفترة لكن , لم تكن الحياة التى أردت أن أحياها |
Bu Çok güzel. Onunla bir oyun tarihi ayarlayabilir miyim? | Open Subtitles | ذلك رائعاً للغاية ، هل بإستطاعي بأن يكون لدي موعداً للعب معه ؟ |
bu harika olur. Bir dahaki şehre gelişinde. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائعاً, حينما تتواجدي مجدداً بالبلدة, أجل |
Satış vekâleti. bu harika olur tatlım. | Open Subtitles | قائمة إدارج العقار، سيكون ذلك رائعاً يا حبيبتي |
bu harika olacak. Vinny'nin ilk davası. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائعاً قضية فيني الأولى |
- Ne güzel değil mi? Onlara uyuz olurum. | Open Subtitles | - اليس ذلك رائعاً , انا اشمئز منهم |
Ne güzel olurdu değil mi? | Open Subtitles | أليس ذلك رائعاً ؟ |
Şeyy,bu çok hoştu. İyi bir tören ve Çok güzel müzikler. | Open Subtitles | لقد كان ذلك رائعاً جداً خطبة جيدة و أغاني جميلة |
bu harikaydı. Domuzlarım o gıda çöplüğünü lezzetli domuz etlerine dönüştürdü. O eti okul arkadaşlarımın ebeveynlerine sattım, ve genç yaşımda iyi bir cep harçlığım daha oldu. | TED | كان ذلك رائعاً. خنازيري حوّلت فضلات الطعام تلك إلى لحم خنزير لذيذ. بعت لحم الخنزير ذلك إلى آباء أصدقائي في المدرسة، و قد كوّنت مصروف جيب جيد بالإضافة إلى مصروفي أيام المراهقة. |
bu harikaydı. | Open Subtitles | لقد كان ذلك .. لقد كان ذلك رائعاً |
- Harika olur. - Pekala, olur. | Open Subtitles | سيكون ذلك رائعاً - حسناً، رائع - |
- Harika, değil mi? - Hayır. | Open Subtitles | يبدو ذلك رائعاً أليس كذلك؟ |
Kulağa harika geliyor ama... gitmem gerek. | Open Subtitles | . . يبدو ذلك رائعاً , لكن عليّ أن اذهب |
Kulağa harika geliyor Chloe ama o kadar basit değil. | Open Subtitles | يبدو ذلك رائعاً يا (كلوي)، لكن الأمر ليس بتلك البساطة. |
Bana ortak olabilirsin. Bu çok iyi olur. | Open Subtitles | ربما يمكنك المجيء برفقتي لتعاين المكان سيكون ذلك رائعاً |
Beni getirdiğin için teşekkür ederim. Çok güzeldi. | Open Subtitles | شكراً على مشاهدة المسرحية كان ذلك رائعاً |
Hep garajın üzerine bir yatak odası daha yaparız diyoruz bu Çok güzel oldur. | Open Subtitles | لقد كنا دائماً نقول بأننا يمكننا بناء غرفة نوم فوق المرآب ذلك رائعاً |