Oralara çok sık uğrar, aksi halde 18:30 gibi burada olur. | Open Subtitles | عادة يتمشى هناك. عدا ذلك سيكون في المنزل في 6: 30. |
Bu harika olur. Çünkü ben düz çizgi bile çizemiyorum Bob. | Open Subtitles | ذلك سيكون عظيم لأنني لا أستطيع أن أرسم خط مستقيم بوب. |
Eğer sınıf arkadaşlarımın hepsi ultra-zeki olmasalardı daha kolay olurdu. | Open Subtitles | ذلك سيكون أسهل لو أن زملاءك ليست لديهم عقول كبيرة |
Keşke kalbiniz bağımsız olsaydı. Bu benim için yeterli olurdu. | Open Subtitles | أتمنى لو أن قلبكِ حرّ ذلك سيكون كافياً بالنسبة لي |
Yaprakları olduktan sonra, çiçekleri olacak ve çiçekleri açtıktan sonra, meyvesi olacak. | TED | و بعد ذلك سيكون لديها زهور و بعد الزهور سيكون لديها فواكه |
Evet ama biz bunu öğrenene kadar çok geç olabilir. | Open Subtitles | نعم ، ولكن عندما نكتشف ذلك سيكون الوقتُ قد داهمنـا |
Bu sadece on iki ajanı öldürmekten çok daha farklı bir şey olur. | Open Subtitles | ذلك سيكون مختلفاً كلياً عن ما مر به كيرا مع عملاء المباحث الفيدرالية |
Günün birinde bizim de buraya gömüleceğimizi fark ettim ve düşündüm ki çocuklarımızın buraya gelip şakalaşması çok hoş olur. | Open Subtitles | , اخمن ذلك اليوم الذي ندفن نفسنا هنا , واعتقد ان ذلك سيكون لطيفا اذا حضر اطفالنا . ومزحوا حولنا |
Ama Bayan Chadwick'in elinde olsa Meadowbank'ı çok tutucu bir yer yapar ve bu okula da çok yazık olur. | Open Subtitles | إنها سوف تحافظ على ً مييدووبــنك ً في ً آسبيك ً إذا أمكنها ذلك وأعتقد أن ذلك سيكون خزيا عظيما |
Aslında ona bu fırsatı vermedim ama harika olur, sağ ol. | Open Subtitles | لا أظن أنني أعطيتها الفرصة ولكن ذلك سيكون رائعاً شكراً لكِ |
- Ben isterim! - Evet, çok iyi olur. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ أنا أريد ـ نعم ، ذلك سيكون جيّداً ، شكراً |
İstersen sana yardım etmesi için birkaç arkadaş da getirebilirsin, bu güzel olur. | Open Subtitles | وإسمع، إذا أردت إحضار بعض من أصدقائك للمساعدتك، ذلك سيكون جيداً أيضاً، إتفقنا؟ |
Ama bu kural 17'yi ihlal etmek olurdu. Belki de en önemli kuralı: | Open Subtitles | ولكن ذلك سيكون إنتهاك مباشر للقاعدة السابعة عشر والتي قد تكون أهم قاعدة |
Hayır, çünkü bu dikkate almak olurdu, Bu senin bilmediğin bir şey. | Open Subtitles | لا، لإن ذلك سيكون من مراعاة الغير وما لا تعرف شيئاً عنه |
Jack'in, kamyon şoförüyle bir çeşit bağlantısı olsa Bu çok ilginç olurdu. | Open Subtitles | لو أظهرنا أن جاك لديه علاقة ما بسائق الشاحنة ذلك سيكون مشوقاً |
Tarihi oku dostum. Biz gerçeği farkettiğimizde iş işten geçmiş olacak. | Open Subtitles | اقرأ التاريخ يا صديقى عندما نعلم ذلك سيكون الوقت قد تأخر |
Ve ayrıca... sanırım bu benim için de iyi olacak. | Open Subtitles | و بالإضافة لذلك أظن أن ذلك سيكون جيدا لي أيضا |
Fakat bunu düşündüm, söylediğim gibi içeri girersen her şey daha kolay olacak. | Open Subtitles | لكني فكرت الأمر واعتقد أن ذلك سيكون أسهل لو دخلت كما أقول لك |
Bir arada olmak iyidir, yoksa daha kötü olabilir. | Open Subtitles | من الجيد أن يكون معنا صحبة، عدا ذلك سيكون الوضع صعبًا. |
Önceleri Bunun benim için daha iyi olacağını düşündüğüm için uzak durdum. | Open Subtitles | أجل، بقيت بعيدة في البداية لأنني ظننت أن ذلك سيكون أسهل لي. |
Eğer ortada grup kalmadıysa, konunun bir parçası olmalı. | Open Subtitles | ذلك سيكون جزء منه إن لم يكن هناك أفتراق بعد الآن |
Sence böylesi biraz daha az düzmece olmaz mı? | Open Subtitles | أعني، ألا تعتقد بأنّ ذلك سيكون أقلّ فظاعةً ؟ |