Ama Bunu oğlun için yapma isteğin beni çok etkiledi. | Open Subtitles | لكنني أقدر ذلك كما ينبغي كونكِ فعلتِ هذا من أجله |
Bunu iki elimle de yapabilirim, ya da bir elimdeki iki parmağımla da yapabilirim. | TED | يمكنني فعل ذلك كما أشاء بكلتا يدي ، أو أستطيع أن أفعل ذلك فقط باستعمال إصبعين اثنين من كل يد |
Psikiyatrik zırvalarını sayma bana! Bunları adım gibi biliyorum ben! | Open Subtitles | كف عن تحليلاتك النفسية الحمقاء أعرف ذلك كما أعرف يدي |
Fiziksel ve inanıyorum ki, duygusal belirtilerin diğer vakalarda olduğu gibi buna götürebilir. | Open Subtitles | و أعتقد أن لديك أعراضعاطفيةبطبيعتك.. يمكن أكتشاف ذلك كما حدث في حالات مشابهة |
Fakat o işi yapmayı benim kadar istemesinin imkânı yok. | Open Subtitles | نعم, ولكن لا يمكن أنها تريد ذلك كما أريده أنا |
Şimdiki gibi evlensek de bekleyip her zaman hayalini kurduğun şekilde evlensek de. | Open Subtitles | أم انتظرنا لفعل ذلك كما أردته دائماً، صحيح؟ |
Sanırım Bunu tam yetkiyle söyleyebilecek durumdayım da. Param var. | Open Subtitles | اعتقد انني الرجل الذي يفعل ذلك كما ترى لدي المال و الملكية |
Sana birşey daha söyleyeceğim- ve Bunu dün gibi hatırlıyorum. | Open Subtitles | ساقول لك شيئا اخر وانا اتذكر ذلك كما لو انه حدث البارحه |
Üzerime çöken karanlığı ve soğuğu nasıl açıkça hissediyorsam, Bunu da öyle biliyorum. | Open Subtitles | أنامتأكدمن ذلك . كما أشعر بالظلام والبرودة تحيط بي |
Travis'i asla bulamayacaklar. Bunu biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ولن يستطيعوا ايجاد ترافيس ابدا تعلم ذلك كما اعلمه, صحيح؟ |
Biri bana Bunu açıklayacak mı... "Altı yaşımdaymışım gibi". | Open Subtitles | هل من الممكن أن يوضح لي أحدكم ذلك كما لو كنت بعمر الست سنوات |
Peki, sen kendi yolunu çiz fakat ben yine de Bunu bir içkiyle kutlayacağım. | Open Subtitles | حسنا, فلتفعل ذلك كما تريد و لكن, لا زلت ساحتفل بتاول المشروب |
Karar vermek zor. Sanki üç dilek hakkın varmış gibi. | Open Subtitles | إنه صعب مع ذلك كما لو تم إعطائنا ثلاث أمنيات |
Aksi takdirde, dediğim gibi aynı nehrin altında aynı çukura düşer. | Open Subtitles | وغير ذلك, كما قلت سقوط في نفس المستنقع وبجانب نفس النهر |
Yemin etmiş olsaydım şayet bu iş için senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | لو أني أقسمت على فعل ذلك كما أقسمت ان تقتل الملك |
Fermi bu açık mantığı sürdürdü ve bu mantığı perileri çürütmek için kullandı, Sasquatch'ı, Tanrı'yı, aşkın olasılığını -- ve sonra, bildiğiniz gibi, Enrico Fermi yalnız başına yemek yedi. | TED | اكمل فيرمي بذات المنطق الاعوج لينكر الجنيات الغولة,الاله امكانية الحب بعد ذلك كما تعلمون أكمل انريكو فيرمي طعامه لوحده |
Bu beyaz çizgiyle gösterildiği gibi salgının en yaygın hale ulaşmasından 46 gün önce olmuş. | TED | و ذلك كما يشير الخط الأبيض حدث ٤٦ يوم قبل قمة الوباء |
senin de gördüğün gibi para ve arsa ben de. | Open Subtitles | اعتقد أننى الرجل الذى سيفعل ذلك كما ترى ، فلديّ المال والممتلكات |
Bugüne kadar milyonlarca kez olduğu, ve bundan sonra da olacağı gibi. | Open Subtitles | حدث مليون مرة من قبل وسيحدث بعد ذلك كما اتوقع |
Ben de birkaç kez saklanmak zorunda kaldım, ama hiç biri bu kadar iyi bir yer değildi. | Open Subtitles | ، كنتُ ثرياً مرتين قبل ذلك كما تعرف ، لكن ليس بهذا الشكل |
Başkasına bu kadar yakışmazdı, ölçüleri tam sana göre. | Open Subtitles | لن يكون اكثر ملائمة من ذلك, كما لو كان مفصلا لها. |
Ve hayatımdaki pek çok şey gibi, Bunu da nazik ve zarif şekilde yapmayacağım. | Open Subtitles | , ومثل أغلب الأشياء في حياتي من المحتمل أنني لن أفعل ذلك كما في الماضي |