çünkü hepimiz üretim ve dizayn için kalkülüs araçları kullanıyoruz. | TED | ذلك لأننا جميعا نستخدم أدوات حساب التفاضل والتكامل للتصنيع والتصميم. |
"Bunu çok iyi biliyorum, çünkü bizler böyle anları defalarca yaşadık." | Open Subtitles | أعرف ذلك لأننا أكثر من مرّة واجهنا مثل هذه اللحظات بأنفسنا |
Hatırlıyorum çünkü ödemeyi biraz geciktirmiştik buna rağmen görevli bize nazik davranmıştı. | Open Subtitles | أتذكر ذلك لأننا كنا متأخرون قليلا والموظف كان ودودا جدا في قبوله |
Bunu çözmek istedik, çünkü eğer bunu çözebilirsek hücrelerin direnç kazanmasının önüne geçebilecektik. | TED | وأردنا أن نكتشف ذلك لأننا إن اكتشفناه .قد نتمكن من منع حدوث هذه المقاومة في أي وقت |
Onlardan daha akıllı olduğumuz için yaptık ve bizim hedeflerimiz onlarınkine uymadı. | TED | لقد فعلنا ذلك لأننا أذكى منهم وأهدافنا لم تتماشى مع أهدافهم. |
Birbirimizin tepesine binebilir, küçük sıyrıklar oluşturabilir birbirimize isimler takabilir ve bazen de birbirimizden çalabiliriz ama bunların hepsini aile olduğumuz için yaparız. | Open Subtitles | ربما أنّنا نتحرش في بعضنا ونورط بعضنا البعض وننادي بعضنا بألقاب مشينة وعادةً مانسرق من بعضنا البعض ولكن كل ذلك لأننا عائلة واحدة |
Bunu yapabildiğimizi bir düşünsenize, çünkü eğer bunu yapabilirsek, büyüyebiliriz. | TED | تخيل إذا كنا نستطيع عمل ذلك, لأننا إذا كنا نستطيع ذلك سيمكننا الصعود |
Bu işbirliğidir, bazıları bunu gizli anlaşma olarak tanımlar rekabet olarak değil, ve biz insanlar bundan zarar görürüz çünkü bilet için daha fazla öderiz. | TED | يمثل ذلك تعاوناً وقد يسميه البعض تواطؤاً، وليس منافسة، ونحن الشعب المتضرر من ذلك لأننا ندفع المزيد من أجل تذاكرنا. |
Bunu biliyorum çünkü bu resim çekilirken pH değerini ölçüyorduk. | TED | أعرف ذلك لأننا كنا نقيس درجة الحموضة حين التقطت هذه الصورة. |
Hiç kimse bu konuda fazla bir şey bilmiyor, çünkü böyle olgular pek görülmedi. | Open Subtitles | لا أحد يعرف الكثير عن ذلك لأننا لم نصادف مثل هذه الحالة |
Çoğumuz buna inanacağız çünkü seni saunada görmüştük. | Open Subtitles | أغلبنا سيصدق ذلك لأننا رأيناك في حمّام البخار |
Ve biliyorum çünkü bir zamanlar biz çok yakındık. | Open Subtitles | وأنا أعرف ذلك لأننا كنا في يوم ما قريبين من بعضنا |
Bu komik. çünkü sen şarkıcı olmalıydın. | Open Subtitles | غريب أن تقول ذلك لأننا يجب أن نكون بفرقة موسيقية. |
Ama endişelenme. çünkü daha fazla kazanacağız. | Open Subtitles | لكن لا تقلق، رغم ذلك لأننا سنحصل على المزيد |
Yani, buna değdi, çünkü artık her şeyin üstesinden gelebileceğimizi biliyoruz. | Open Subtitles | ورغم أن بعضه لم يكن حقا ممتعا أعني، أن الأمر كان يستحق ذلك لأننا الآن نعلم أننا نستطيع مواجهة أي شيء |
Bunun hakkında konuşmayı sevmiyorum çünkü orada birçok iyi adam kaybettik. | Open Subtitles | لا أريد الحديث عن ذلك لأننا فقدنا الكثير |
Ama biz kayırabiliyoruz, çünkü ta başından beri birbirimizden nefret etmemize rağmen yine de birlikte olmaya karar vermişiz. | Open Subtitles | ولكننا نستطيع تحمل ذلك لأننا نعرف ذلك منذ البدايه ولكن مع ذلك إخترنا أن نكون مع بعضا |
Aslında isterim, isterim çünkü biliyorsunuz geçen sefer konuştuğumuzda bana karşı oldukça kabaydı. | Open Subtitles | في الواقع أود ذلك لأننا عندما تحدثنا آخر مرة كان وقحا للغاية |
Güç ve heyecan bağımlısıyız ama bunları bağımlı olduğumuz için de yapmıyoruz. | Open Subtitles | ولا نفعل ذلك لأننا نسعى نحو السلطة، مع أننا كذلك. |
Sadece orada bulunduğu için bile her çocuğa ödül verilen ilk nesil olduğumuz için böyle olduğumuzu söylüyor bazıları. | Open Subtitles | البعض يقول أن ذلك لأننا أول جيل يَحصل فيه كل طفل على جائزة للظهور فقط |