Bunu yaptım, çünkü yerden uzaklaşmanın verdiği fiziksel hissi vermek istedim. | TED | فعلت ذلك لأني أردت أن يصلكم الإحساس الفعلي بالحركة علي الأرض. |
Evet, ama yapmayacaksın çünkü sana doğruyu söyleyen tek kişi benim. | Open Subtitles | نعم، لكنكَ لَن تَفعَلَ ذلك لأني الوَحيد الذي يَقولُ الحَقيقَة لَك |
Şu an gerçekten aşık mıydım çok emin değilim ama sanmıştım deyince kendimi kötü hissettim çünkü o öldü. | Open Subtitles | انه بسبب انني لست واثقاً بعد الآن إذا كنت بالفعل أحببته لكن قد أقول ذلك لأني لم اشعر بالبرود |
O zaman gidip öğrenmelisin çünkü babanın sana gerçekten ama gerçekten kızdığını biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، عليكَ أن تذهب وتكتشف ذلك لأني أعرف أن والدك مستاءٌ جداً منك |
Eskiden illüzyonist olduğum için dünyaya karşı kendine özgü bir bakış açım var. | TED | لدي خلفية غريبة جداً و موقف و نهج للعالم الحقيقي و ذلك لأني مشعوذ. |
Bundan pek bahsetmiyorum, ama sahte hukuk işinde olduğum için bazen karşıma çıkıyor. | Open Subtitles | الآن، أنالا أتكلمُعنذلك، لكن من الممكن أن يعود ذِكر ذلك. لأني أعمل في مجال المحاماة |
Hatırlıyorum çünkü arkadaşımla beraber küçük bir lig maçında hakemlik yapıyorduk. | Open Subtitles | أذكر ذلك , لأني أنا وصديقي , كنا نشاهد مباراة دروي |
Ama aynı zamanda biraz da utanmış olmalıyım çünkü yaparken iyi geliyor ama artık böyle biri mi oldum? | Open Subtitles | ولكنني أحسست بالعار و أنا ذلك لأني أشعر بالراحة أثناء القيام بها هل ذلك ما أنا عليه الآن ؟ |
Doğada başladım, çünkü Guaymí'lerin bunu doğada yapışını görmüştüm ve orada daha az engel var gibi görünüyordu. | TED | و بدأت بالطبيعة، ذلك لأني رأيت القواميز يعملون في الطبيعة، و هنالك على ما يبدو الحواجز اقل. |
Bunu hiçbir zaman yapamadım, çünkü diğer insanların aklına kendimi koyamıyorum. | TED | لم أستطع أبدًا فعل ذلك لأني لا أستطيع أن أفكر عن الجمهور. |
Şimdi, burada işi ucuza kapatma şansımız var, çünkü bütün bu rinovirüslerin genetik sekanslarını biliyorum, hatta daha iyi ayırabilmek için bir de çip tasarladım, ama daha önce hiç bir genetik sekansçı görmeyen rinovirüsler ne olacak? | TED | و لكن ذلك ليس مجدياً ذلك لأني أعرف ترتيب كل تسلسل الجينومات لفيروس الزكام و لقد قمت بتصميم الشريحة حتى أتمكن من تمييزهم عن بعض و لكن ماذا عن فيروسات الزكام التي لا تتبع أي تسلسل جينومات |
Size bu testin sonuçlarını göstermek istiyorum, çünkü tüketicilerin bakış açısını anlamak istedim. | TED | و أود فقط أن أعرض عليكم نتائج ذلك الإختبار، و ذلك لأني كنت أريد أن أفهم ردة فعل المستهلك. |
İstedim, çünkü ben iğrenç yollara başvuramam para için. | Open Subtitles | فعلت ذلك لأني غير مستعد لجمع المال عن طريق وسائل غير مشروعة |
Böyle diyorum, çünkü ara sıra seni bir yerlere koyamıyorum. | Open Subtitles | أقول ذلك لأني كلما رأيتك ، لم أستطع تمييزك |
Bunu biliyorum çünkü eskiden bir tır kadar şişmandım. | Open Subtitles | و يمكنني قول ذلك لأني كنت سمينا مثل الشاحنة |
Test sonuçları çok garip, çünkü hiç farklı birşey yapmıyordum. | Open Subtitles | يصعب فهم ذلك لأني فعلت كل ما أفعله عادةً |
Bunu istemeniz güzel, çünkü ben de polis olacaktım. | Open Subtitles | حسنا من المضحك انك حدثتني عن ذلك لأني كنت أريد ان اصبح شرطيا |
Bunun için ondan nefret ediyorum, çünkü daha önce inanıyordum ve şimdi kaybolmuş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | وأكرهه على ذلك لأني لطالما كنت مؤمنة والآن أشعر بالضياع |
Fransız olduğum için bunun ne demek olduğunu biliyorum fakat emin olmak için bir kere de İngilizce söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف معنى ذلك لأني فرنسي، لكني أطلب منك تكراره بالإنجليزية للتأكد. |
-Zenci olduğum için mi yaptınız? | Open Subtitles | ماذا , هل فعلتم ذلك لأني أسود؟ |