O öyle düşünmeni istiyordu. ama bana inanmalısın. | Open Subtitles | ربّما أرادك أنْ تعتقد ذلك لكنْ عليك أنْ تصدّقني |
Daha fazlasını borçluyum ama yapmam gerekenle ne yapabileceğim arasında fark var. | Open Subtitles | أنا مدينٌ لها بأكثر مِنْ ذلك لكنْ ثمّة فرقٌ بين ما عليّ فعله و بين ما أقدر عليه |
Öğrenmeye çalışıyorum ama kimse geçen yılı hatırlamıyorken laneti kimin yaptığını çözmek biraz zor. | Open Subtitles | أعمل على ذلك لكنْ تصعب معرفة مَنْ ألقى اللعنة دون أنْ يتذكّر أحد العام الماضي |
-Will,yardım etmek istiyoruz. Bunu söyleyip duruyorsun ama bir şey de yaptığınızı görmüyorum. | Open Subtitles | تواصلين قول ذلك لكنْ لا أحد منكما يفعل أيّ شيء |
Öyle denilebilir ama artık elimde takas edecek bir şey var. | Open Subtitles | -أعتقد ذلك لكنْ بات لديّ شيءٌ لمبادلتها به |
Ben de başka bir şey istemiyorum zaten,ama... geçmişe gitmenin bir yolu yoksa, o zaman nasıl göreceğ... | Open Subtitles | لا أرغب بأكثر مِنْ ذلك لكنْ ما لمْ تكن لديك طريقة للعودة بالزمن... |
Evet ama yaşamayı da durduramayız. | Open Subtitles | -نحن نفعل ذلك لكنْ لا يجب أنْ تقف حياتنا |
ama öylece yeniden Marian'a aşık olamam. | Open Subtitles | -أنا آسف على ذلك لكنْ لا أستطيع أنْ أغرم بـ(ماريان) مجدّداً، لا سيّما وأنتِ في حياتي |
Bak, savaşmaya çalıştım... ama bir şey oldu. | Open Subtitles | حاولت مقاومة ذلك لكنْ حدث شيء |