Ve ben... Bunu onlara yapamam. Onlara neredeyse hayatımı borçluyum. | Open Subtitles | ولا أستطيع فعل ذلك لهم أدين لهم كثيراً كما تعلمين |
Eminim anlıyorsunuzdur Bunu onlara vermenize izin veremeyiz. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت تتفهم أنه لا يمكننا أن نسمح لك بإعطاء ذلك لهم |
Bana ne istersen yap da, Bunu onlara yapamazsın. | Open Subtitles | افعلها لي كما تريد, ولكنك لاتستطيع فعل ذلك لهم. |
Bunu onlara yapan şerefsizleri çıkıp bulmak ve dövmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الخروج والعثور على الحمقى الذين فعلوا ذلك لهم وأضربهم بعنف |
Ve genel olarak küreselleşmeyi, küresel seçkinleri, bunu onların iznini almadan yapmakla suçladılar ve bu yerinde bir yakınmaymış gibi görünüyor. | TED | وبوجة عام، فقد ألقوا اللوم على العولمة والنخب العالمية، لعمل ذلك لهم دون إذنهم، وهذا يبدوا كأنه شكوى مشروعة. |
Bunu onlara yapamam. | Open Subtitles | انا فقط لا استطيع ان أفعل ذلك لهم. |
Bunu onlara yapmayı hiç istemezdim ama bu işe ihtiyacım var. | Open Subtitles | أكره فعلي ذلك لهم لكنِ أحتاج للعمل |
Bunu onlara bende söyleyebilirdim. | TED | كان يمكنني أن أقول ذلك لهم. |
Bunu onlara ver. | Open Subtitles | أطعمي ذلك لهم. |
- Öyle mi? Bunu onlara söyle sen. | Open Subtitles | أقول ذلك لهم. |
Toplum içerisinde ve okullarda devam eden birçok çalışmamız var ve bu dersler boyunca öğrendiklerimiz sayesinde şunu farkettik ; araştırdığımız test verilerini insanlarla, tıbbi olmayan bir jargonla, paylaşmak onların bu süreci anlamaları ve bunun onlar için ne anlama geldiğini anlamaları çok önemli. | TED | لدينا الكثير من التجارب الجارية في المجتمع والمدارس، ومن خلال الدروس التي تعلمناها في هذا الميدان، أدركنا أنه من المهم جدا مشاركة البيانات بلغة مبسطة ليفهمها الناس ما الذي نفحصه وما يعنيه ذلك لهم. |
Ben bunu yaşadığım için onların da yaşamasını istemiştim. | Open Subtitles | ولأنني حظيتُ بذلك، أشعر... بأنني أريد ذلك لهم. |
Bu harika. Ama bunu onların gözünün içine sokmana gerek yok.'' | TED | ولكنك لا حاجة لك بإظهار ذلك لهم". |