"ذلك مثل" - Traduction Arabe en Turc

    • gibi bu
        
    • Tıpkı
        
    • gibi birşey
        
    • gibi mi
        
    Neden hep beraber oturup, yetişkinler gibi bu olayı konuşarak çözmüyoruz? Open Subtitles اذاً .. لماذا لا نجلس فقط ونتكلم عن ذلك مثل الراشدين
    Telefon tamircisinin, yankı duyarlayıcısı taşımaması gibi bu. Open Subtitles ذلك مثل مصلح الهواتف الذي لا يحمل حساس الصدى
    Sen de herkes gibi bu işten yırtmanın bir yolunu bulsana. Open Subtitles يجب عليك مُحاولة التملّص من ذلك مثل الجميع.
    Benim yapmak istediğim Tıpkı buraya gelmeden önce birkaç tane Long İsland Ice Tea'yı üst üste devirmek istemem gibi. Open Subtitles أردتُ ذلك مثل الذي أردتُ أَنْ يَكُونَ عِنْدي جزيرتان طويلتان شاي مثلجِ قَبْلَ أَنْ اجيئ
    Bunu biliyorum, Tıpkı benim de avukat yardımcısı gibi araştırma yapmada iyi olmak istememem gibi. Open Subtitles أعلم ذلك مثل أنني لا أودّ أن مساعدة قانونية متخصّصة بالأبحاث طوال عملي.
    Bana kim olduğunuzu sormanız gibi birşey, ve ben kim olduğunuzu bilmiyorum. Open Subtitles ذلك مثل سُؤالي من انت ، وأنا لا أَعْرفُ مَنْ أنت.
    Bu hani, ayağını sakatlayan birisine, kayak almak gibi birşey. Open Subtitles تعلم , ذلك مثل زلاجات لشخص كسر رجله للتو
    Cola ve Pepsi arasındaki fark gibi mi? Open Subtitles لذا، ألن يكون ذلك مثل الفرق بين البيبسي والكولا؟
    Gittiğimiz her filmdeki gibi bu filmde de uyudun. Open Subtitles هل ينام من خلال ذلك مثل كل فيلم نراه.
    Hediye gibi. Bu, tehlike işareti. Open Subtitles ذلك مثل الهديّة
    Şuradaki o büyük gölgelik, ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz. Bunun nedeni, ışık dalgalarının Tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi, gölgelikten sapma yapmaları. TED وهناك لا نرى أية كواكب، لأنها للأسف لا تعمل بالشكل المطلوب، ذلك بسبب أن الأشعة والموجات الضوؤية تحيد حول الشاشة بنفس الطريقة مع التيليسكوب. ذلك مثل موجات الماء الجاري الملتفة حول صخرة
    Bizim işimiz bu. Tıpkı doktorlar gibi. Open Subtitles نحن معتادون على ذلك مثل الأطباء
    Bu Tıpkı Mata Hari'deki Greta Garbo gibi. Open Subtitles ذلك مثل ماتا هاري, مع جريتا جاربو
    Tıpkı bir kunduzu emzirmek gibiydi. Open Subtitles لقد كان ذلك مثل رعاية القندس #القُنْدُس حيوان ثدييّ من القوارض المائيّة#
    Onun için birkaç binlik, vergi gibi birşey. Open Subtitles بعض الألاف بالنسبة له . ذلك مثل ضريبة او بعض القذارة
    Ama sanırım senden bunu beklemek bir ayıdan tuvalete sıçmasını istemek gibi birşey. Open Subtitles لكني أحزر بأن ذلك مثل طلب ... مندب لعينفيالمرحاض
    Ne yani, dört yapraklı yonca gibi mi? Open Subtitles الذي، هل ذلك مثل برسيم ورقة أربعة؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus