"ذلك مجرد" - Traduction Arabe en Turc

• bu sadece
• O sadece
• Bunun sadece

Tam olarak kendime gelmedim. bu sadece ilk buluşmaydı.
أنا لم أعد للعبة بالتحديد, كان ذلك مجرد الموعد الأول

Biliyorum. Bu hikayeyi doğrulayacak bir yol bulamazsak bu sadece dedikodudan ibaret olacak.
أعرف، كل ذلك مجرد أقاويل إلا إذا وجدنا طريقة لتأكيد روايته.

Eğitimli, yakışıklı, ve zengin bir adammış. Ama bu sadece bir profilden ibaret.
يتظاهر بأنه متعلم وأنيق وغني ولكن ذلك مجرد شكل جانبي

O sadece dıştan görünüşüm.
انا اعتقدت بأنك وغد لعوب الذي يعاشر النساء. ذلك مجرد مظهر زائف

O mu? Tatlım, O sadece iş için.
ذلك مجرد عملٍ يا عزيزي

Şimdi, bugün kim Bunun sadece insan zihninin garip bir fikri olduğunu söyleyebilir?
الآن، من سيدعي اليوم أن ذلك مجرد نتيجة لغرور العقل البشري؟

Bu işi atlatmanın en iyi yolu, işe yarayacağına inanmaktır. bu sadece bir tırnaktı, tatlım!
الطريقة الوحيدة لكي تتخلص من ذلك هو أن تعتقد أنها ستنجح كان ذلك مجرد وخزة اصبع ياعزيزتي!

bu sadece içten gülemediğin için bir saptırma.
ذلك مجرد تحريف منك لانك لاتستطيع الحصول على - ضحك حقيقي

Ama bu sadece bir adamın görüşü.
ولكن ذلك مجرد رأي رجل ما لا اكثر

Peki, belki ama bu sadece senin bunu apaçık yapmak istemeyişindi.
ربــما! لكن ذلك مجرد سبب أنك أنت لذلك فكان الواضح ليس واقـــعك

bu sadece bir bahane Büyük kızlar ağlamaz
ذلك مجرد عذر الفتيات الكبيرات لا يبكين

Başta aşırı narsist olduğunu düşündük, ama bu sadece bir paravan.
في البداية شخصناك كـ"مهووسة"َ و لكن ذلك مجرد غطاء

bu sadece bagajda bir zenci be.
ذلك مجرد رجل في الشاحنة يا رجل

fakat bu sadece bir örnek.
لكن ذلك مجرد مثال.

Ve bu sadece bir şanstı.
وكان ذلك مجرد حظ.

Ama bu sadece bir tahmin.
لكن ذلك مجرد تخمين.

O sadece bir varsayım.
ذلك مجرد إفتراض.

Bir dakika, dostum. O sadece öylesine söylediğim bir şeydi.
ذلك مجرد شئ تقوله، حسناً؟

Kemer O sadece.
إن ذلك مجرد حزام

Bunun sadece bir öykü olduğunu söylediğimde bile...
رغم أنني أوضحت لها أن ذلك مجرد كتابة

Bunun sadece bir uyarı olduğunu aklında tut.
نضع في اعتبارنا أن كان ذلك مجرد تحذير.