"ذلك منطقي" - Traduction Arabe en Turc

• Mantıklı

Her şey Mantıklı geliyordu, çünkü birinci nesil Amerikalı olarak etrafım göçmenlerle çevriliydi.
كل ذلك منطقي بالنسبة لي، لأنني كأمريكي من الجيل الأول، كنت محاطًا بالمهاجرين.

Sanırım bu Mantıklı.
أظن أن ذلك منطقي رجل واحد لا يمكنه القيام بهذا، لقد حصل على مساعدة

Mantıklı, bir çok roman hayatını adi hırsızlıkla kazanıyor.
ذلك منطقي. الكثير من الرومانيين يجنون رزقهم كسارقين بسطاء

Hatta bir yerde Mantıklı geliyor çünkü ben bu ilişkiye senden iki yıl önce başladım.
في الحقيقة ذلك منطقي فقد خضتُ هذه العلاقة قبلكِ بسنتين

Kana susamışlık da Mantıklı oluyor, ama cinayetleri tetikleyen ne?
ذلك منطقي من ناحية الشهوة للدم لكن ما الذي أشعل الرغبة بالقتل. ؟

İkimizin hayatını da mahvedecek nükleer seçenekten çok daha Mantıklı.
ذلك منطقي اكثر من الخيار النووي لتخريب حياتنا انا و انت

Bu aslında Mantıklı, ki bunu yaptığın diğer şeyler için söylemem.
ذلك منطقي بالحقيقة و هذا لا يمكنني ان أقوله

Mantıklı. ilk olay yerinden alınmış olan çiçekler, şarap şişesi.
ذلك منطقي,الأزهار المفقودة من أول مسرح جريمة زجاجة النبيذ

Birkaç yıl önce öldü ama gitmeden önce çalışmalarını benimle paylaştı ve korkutucu olansa hepsinin Mantıklı gelmesi...
ولكن قبل رحيله .أطلعني على عمله والشيئ المخيف هو أن كل ذلك منطقي

Tabii öyle söyleyince çok Mantıklı oluyor.
ذلك منطقي جدّاً عندما تقول الأمر بهذه الطريقة.

Mantıklı olmamasına rağmen bazen yüzme havuzuna girdiğimde köpekbalığının beklemesinden korkarım.
وقد لا يكون ذلك منطقي ولكني أحياناً أخاف من وجود قرش ـ بانتظاري في حمام السباحة العمومي ـ لما سيكون هناك قرش بانتظارك؟

Şimdi sana eve dönmek istediğimi yardım etmek istediğimi söylüyorum ve bu sana Mantıklı gelmiyor.
وأخبرك الآن عن رغبتي بالعودة للمنزل والمساعدة، ولا يبدو ذلك منطقي بالنسبة لك

- Numunede oje bulduk bu yüzden de oldukça Mantıklı.
ذلك منطقي بناءاً على طلاء الأظافر الذي وجدناه في العينة للتو.

Gerçekler, sayılar, düzenler. Bana daha Mantıklı görünüyorlar. İnsanlar...
الحقائق ، الأرقام و الأنماط ذلك منطقي لي

Oh. Evet, bu Mantıklı.
الأمر الذي يخالف القوانين أجل، ذلك منطقي

- Sütçü de gelmemiş. Geç kaldı. - Gayet Mantıklı.
موزع الحليب لم يأتي بعد، انه متأخر - حسنا، ذلك منطقي -

Tüm bunların Mantıklı bir açıklaması olması için birisinin son kez zamanda geri gidip zaman kodunu ilk kez Fry'ın kıçına koyması lazım.
لكي يصبح كل ذلك منطقي تماماً يجب على شخصٌ ما أن يقوم برحلة أخيرة لكي يضع الشفرة على مؤخرة (فراي) في المقام الأول

Mantıklı.
ذلك منطقي جرائم القتل الخطرة سوف

Çünkü Mantıklı geliyor.
في مجلة كوزموبليتان لأن ذلك منطقي

Üniversitede olduğuna göre Mantıklı, değil mi?
ذلك منطقي. إنّه يرتد الجامعة، صحيح؟