Oradaki işiniz bitince tamir ettirmem gereken başka şeyler de var. | Open Subtitles | عندما تنتهي من ذلك هناك أشياء اخرى يتوجب إصلاحها |
Çantanın büyük bir depolama bölümü var ama o bölüm içinde altmış ayrı cep de var. | Open Subtitles | الحقيبة لَها منطقة تخزين واحدة وكبيرة وبعد ذلك هناك 60 جيبا منفصلا ضمن المنطقةِ. |
Tek çocuk olduğundan güvenin var ancak üzüntü de var. | Open Subtitles | لديكِ الثقة لطفلة وحيدة، مع ذلك هناك حزن أيضاً. |
Ve sonra bir başka önemli ilk daha var - bunun gerçekten önemli bir şey olduğunu düşündüğünüz an. | Open Subtitles | وبعد ذلك, هناك مره أولى مهمه أخرى المره الأولى التي تدركين بها ان هذا قد يكون شيء ما حقاً |
Bir de aklımdan çıkaramadığım biri daha var... | Open Subtitles | ورغم ذلك هناك هذه الإمرأةِ الأخرى بإِنَّني لا أَستطيعُ الخُرُوج من رأسي. |
Ama sana söylemem gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك هناك شيء ينبغي أن أخبركِ به ...أنا |
Ama çok daha nadir bir yetenek de var: | Open Subtitles | لكن و مع ذلك , هناك موهبة أندر |
-Üstüne, senin öfken de var. | Open Subtitles | وفوق كل ذلك هناك عدائك أنت لها |
- Böyle konuşmamalısınız. - Daha kötüsü de var... | Open Subtitles | لايجب ان تقولي ذلك هناك شائعات اسوء كذلك - |
Ama burada başka renkler de var. | Open Subtitles | رغم ذلك هناك الوان اخرى هنا, |
Ve şu yara işi meselesi de var. | Open Subtitles | .وبعد ذلك هناك أعمال شاقة |
Ama bir şey daha var. Tanrı'nın evladı. | Open Subtitles | ورغم ذلك هناك شىء واحد |
Biliyorum ki benimkinin dışında bir ses daha var. | Open Subtitles | أعرف ذلك هناك صوت آخر بجانبي |
Zannetmiyorum. Bir şey daha var. | Open Subtitles | لا أظن ذلك هناك شيء أخر |
- Orada başka bir şey daha var. | Open Subtitles | - هناك شيئ ما عدا ذلك هناك. |
Bir tuhaflık daha var. | Open Subtitles | وبعد ذلك هناك هذا weirdness. |