"ذلك هنالك" - Traduction Arabe en Turc

    • var
        
    Bununla birlikte bir tür eşitlik ruhu var. Hepimiz temel olarak eşitiz. TED و بالاضافة الى ذلك هنالك نوع من المساواة.فنحن جميعا متساوون بشكل اساسي.
    - Teşekkür ederim. Hakikaten minnettarım. - Dışarıda bir adam var. Open Subtitles شكرا لك , اقدر لك ذلك هنالك احد ما في الخارج
    Katillerin gittiği yolu izlemem lazım ve eğer bunu yaparsam bundan ciddi derecede rahatsız olacak insanlar var. Open Subtitles علي إعادة الطريقة التي تمت بها الجريمة وإذا فعلت ذلك هنالك أناس سيكونون متضايقين فعلاً سيتضايقون جداً
    Ben de öyle düşünmüştüm. Bu haritadaki verilerin gizli bir katmanı var. Open Subtitles لقد ظننت ذلك هنالك طبقة معلومات مخفية في هذه الخريطة
    Burada da bir sürü güzel şey var. Open Subtitles مع ذلك هنالك الكثير مِن الاشياء الجميلة هنا.
    Sonra yeni arkadaşlar var her şeyle başa çıkmayı kolaylaştıran. Open Subtitles وبعد ذلك هنالك الأصدقاء الجدد والذين يهوّنون أمر التعامل مع كل ذلك
    Onaylanan 3 kesinti var ve bu da şehre 10 milyonlarca dolara mâl oldu. Open Subtitles عزيزي، أعلم ذلك هنالك تأكيد بثلاث حالات وفاة بسبب ذلك والأمر يُكلف المدينة عشرات الملايّن
    Ama tanıdıkları insanların beş yıla kadar varan sayısız eski fotoğrafları var. Open Subtitles رغم ذلك هنالك عدد كبير من صور الاشخاص الاخرين في حياتها العديد قبل خمس سنوات مضت
    Bunu beğenmediysen, kasabada benimle kontrat imzalamak isteyen başka şirketler var. Open Subtitles إذا لم يعجبك ذلك هنالك شركات اخرى في هذه البلده و سيكونون سعداءٌ جداً لإنضمامي إليهم
    Görmezden gel, kasabada iş yaramaz çok çocuk var. Open Subtitles تجاهل ذلك, هنالك الكثير من الأولاد السيئين في هذه البلدة
    51 kendine geldiğine göre, yerine getirmemiz gereken bir gelenek var. Gel. Open Subtitles وعلى ضوء ذلك, هنالك تقليد قديم والذي أعتقد بأننا يجدر بنا أن نعيده إلى مركز 51, هيّا بنا.
    Ama ondan önce tanışmanı istediğim biri var. Open Subtitles و قبل أن تفعلي ذلك هنالك شخص ما أريدك أن تقابليه
    Ve biliyorum siz varsınız, ama yine de, kendi başıma yapmam gereken şeyler de var. Open Subtitles لكن رغم ذلك هنالك أمور علي القيام بها وحدي
    Ancak, J sokağının aslında var olduğunu iddia eden gizli örgütler var. Open Subtitles في عهد الاستعمار نعم . ومع ذلك هنالك في المجتمع الغامض الذين يدعون ان الشارع ي موجود فعلا بالحقيقة , حتى يقول البعض
    Ortadoğu, Darfur, Irak ve başka yerlerdeki bu iç karartıcı tabloya rağmen, uzun soluklu güzel gelişmeler olacağına dönük bir eğilim var. TED حسناً بدون اهمال الصور المفزعة التي تأتي من الشرق الاوسط .. او دارفور او العراق او نحو ذلك .. هنالك منحى عام يوضح وجود بصيص امل
    Buna rağmen, dışarıda birsürü insan var. Open Subtitles فوق ذلك, هنالك الكثير من الناس
    Onu içine takmayacaksın. İçinde çıplaklık var. Open Subtitles لن تقوم بتشغيل ذلك هنالك تعرّيٍ فيه
    Yine de hikayende bazı yanlış yerler var. Open Subtitles مع ذلك هنالك بعض الأخطاء في روايتك
    Söz konusu olan sadece iki düzine yapı taşı ama yine de vücudunuzda binlerce kimyasal reaksiyon var. Open Subtitles ليس هنالك سوى "دزّينتين" من المغذّيات و مع ذلك هنالك اﻵلاف من التفاعلات الكيميائيّة الغير متناهية في جسدك
    Bende, öyle. Almamaları için bir sebep daha var. Open Subtitles لا أعتقد ذلك, هنالك سبب آخر لذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus